"Güzin Ablası kitaplar olan bir kızdım,
İçim sıkılmasa o kadar
Tek bir satır bile okumazdım."
Bazı kitaplar vardır hiç bitmesin istersin . Okumaya kıyamazsın . Her dörtlüğü belki defalarca okursun . Bir yerlere not edersin.
Bazen bir cümle seni alır nerelere götürür.
Bu kitap böyleydi benim için. Şiir sevenlerin okumasını tavsiye edebileceğim sıkılmadan bitireceği belki de benim gibi bitmesin isteyeceği bir kitap.
* Bunca zaman, güzel bir filmin fragmanını izlemiş ya da harika bir kitabın tanıtım yazısını okumuşum hissine kapıldım, bugün Didem Madak ve uçurtma gibi dallarına takılıp kaldığı Ahlat Ağacıyla tanışınca, geç kalışıma hayıflanarak... Ahlat Ağacı, Ah'lar Ağacıydı onun için... "Ahlat ağacı, Ahların Ağacıydı, Cezayir nasıl cezaların ülkesiyse"
Ah... Ünl. : Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme gibi duyguları anlatır. (TDK)
Didem Madak'ta sesinin tonunu Ahlat Ağacına emanet edip, kimi zaman iç sesiyle konuştuğu bir dille yazmış şiirlerini ve şiir nedir'in cevabını, kimi zaman bir reçel kavanozunda, kimi zaman anılarla dolu bir çocuklukta, kimi zaman anne özleminde, kimi zamanda tırnaklarla düzeltilmiş çokomel kağıtlarında buluyorsunuz.
Sözler...
"Bir yağlı urgandı acıyı boğmaya yarayan"
Evet
"Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi, tırnaklarıyla düzeltemiyor insan"
.....
* 2015 yılında yazılmış mini bir inceleme..
Hava çok güzel.
Yağmur yağıyor.
Uzun zamandır istediğim sessizlik, kafamdaki sesleri dinleyip tarihi geçenleri rafa kaldırmam belki de yok etmem için. İçimde nedenini bilmediğim huzur, her biri farklı şehirde birkaç dosta özlem var.