dağ deniz

dağ deniz
@Lacivertla
O öğrenci evine girdiğim daha ilk anda hayatımda bir şeylerin değişeceğini hissettim. Buna benzer hisler insana sadece gençliğinin ilk yıllarında, mutlak körelmenin, her şeye ve herkese duyulan süreğen nefretin artmadığı, insanın henüz ekşimeye başlamadığı o zamanlarda bile ender olarak gelir.
Sayfa 673 - YKY, Peruk Gibi Hüzünlü, Onat'ın Odası, Yalçın TosunKitabı okudu
Reklam
...Öyle ki, cılız kuzey güneşi bile bir anda ısıtsın sırtını ve sen, geçmişini bütünüyle kafandan silip atabileceğine inandır kendini! Bırak güneş küçük oyunlar oynasın saçlarında, orman çiğ renklere bürünsün, çizgileri silinsin dünyanın, gerçeklik saf ışığa dönüşsün.
Sayfa 650 - YKY, Taş Bina ve Diğerleri, Tahta Kuşlar, Aslı ErdoğanKitabı okudu
1987
Benim ülkemde acı, kemerlerle, kubbelerle örtülür, korunur, toplumsallaştırılır. Bireysel, sivri acı yok gibidir.
Sayfa 415 - YKY, Son Sanrı, Tomris UyarKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşamak acı çekmektir; yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda anlam bulmaktır. Eğer yaşamda bir amaç varsa, acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır. Ama hiç kimse bir başkasına bu amacın ne olduğunu söyleyemez. Herkes bunu kendi başına bulmak ve bulduğu yanıtın öngördüğü sorumluluğu üstlenmek zorundadır. Kişi bunu başarabildiği takdirde, onur kırıcı bütün rezilliklere karşın gelişimini sürdürecektir.
Sayfa 9 - Okuyanus
Buraya baktığımda anımsamak için yaptığım bir alıntı
Türküyü sürdürdükçe İshak Amca'nın gelini, amcamın, ninemin, yengemin, İshak Amca'nın yüzlerinde yeni anlamlar, yeni mutluluklar çoğalıyordu. Her sözcüğünün getirdiği iyileştirici güç, hüznü bilen, ama acıyı bilmeyen bize bile ulaşıyordu. Birbirlerine hiç bakmıyorlardı. Öylesine kapalı olmaya alışmışlardı ki, uzun süredir, bir yanlarında durulup kalmış yaşamanın, birden zorlayarak, kaynayarak gelen bu alışılmadık büyümesini, kendilerine dönük karşılayabiliyorlardı ancak.
Sayfa 244 - YKY, Parasız Yatılı, Edirne'nin Köprüleri, FüruzanKitabı okudu
Reklam
Sanki dünyada bir şeyden tad almak için sırası savılması gereken başka bir tad vardı ki aşktı o da.
Sayfa 52 - YKY, Gazoz Ağacı, Sabahattin Kudret AksalKitabı okudu
Zamanın uzağı gören bilge gözleri başka kehanetler fısıldasa da, sen kulaklarını tıkayıp, artık buradayım diyordun kendine. Bundan böyle buradayım. Bir yuvaya inanmanın, kendini evinde hissetmenin tek yolu buydu. Diğer türlü hayatta kalamazdın, nasılsa bir gün yıkacağın bir şeyi inşa ettiğini bilerek devam edemezdin. Sonuçta her şeyin değil ama pek çok şeyin gerçekliği senin kendini neye inandırdığınla ilgiliydi.
Sayfa 712 - YKY, Nohut Oda, Kalanlar, Melisa KesmezKitabı okudu
İnsanlıktır bu. Kat kattır, en sağlam, en güzel mücevheri en alttadır, soydukça insanlığı, kabuğundan soydukça, bir kat, iki, üç, dört, beş kat, gittikçe aydınlanır insanlık, güzelleşir. Çirkin olan insanlığın en üst kabuğudur. Adam olan hem kendi kabuğunu, hem insanlığın kabuğunu durmadan soymaya çalışır. Soydukça ortalık aydınlanır, soydukça... İnsanlara söz ettirmem. Olmaz. Bir yerlerde bir şeyler kalmıştır. Parlıyordur. Biz onu bulamıyorsak gücümüz yoktur. O parlak ışığı göremiyorsak, gözümüz içimizin karanlığındadır.
Sayfa 54 - YKYKitabı okudu
Gerçekten şu insanoğlu bir tuhaftır, hiç mi hiç belli olmaz, bir bakmışsın bir iyi gününe gelmiş.
Sayfa 40 - YKYKitabı okudu
Reklam
Konuşmak dizginsiz ata binmek gibidir, kendini nerede bulacağını bilmezsin, bunu düşünmek zorunda değilsin.
Sayfa 195 - DomingoKitabı okudu
Hükümetin zevahiri düzeltme operasyonunun bedelini yalnız küçük balıklar öder. Büyük balıklar hep daha fazla semirir.
Sayfa 29 - DomingoKitabı okudu
Küçücük, dünyada neredeyse hiç yer kaplamayan ama yine de birilerinin yoluna çıkan ve baştan atıllması gereken çocuğu düşünmek Büyükanne Lin'i hüzünlendirir.
Sayfa 13 - DomingoKitabı okudu
Büyükanne Lin kalanları tabağına alır ve her gün okulla kent arasında gidip gelecek, yenmemiş yiyecekleri eski komşularına götüren bir ekspres servis hayal eder.
Sayfa 11 - DomingoKitabı okudu
Kendimi düşünemeyecek kadar çalışmalıyım. Herhangi bir amaca yönelmiş olmamalı bu çalışma. Doğanın, insan için-bütün canlılar için olduğu gibi- hiçbir ereği yoktur. Etimde, kanımda bir enerji var; bunun işletilmesi gerekiyor, işlemezse bizi bekleyen sadece deliliktir. Onun için koşuşuyorum, yorgun düşünceye kadar didiniyorum. Enerfimle deliliğim arasında korkunç bir yarışma başladı. Bir an dursam, sanki dağılacağım, zerrelerime ayrılacağım, beni bilincimle yaşatan denge altüst oluverecek. Bilincimi korumak değil ereğim, onun üstünlüğünü ezmek, egemenliğini ortadan kaldırmak. Bilinç, onu baskı altında tutmak için, tutacak kadar gerekli bana.
Sayfa 249 - EverestKitabı okudu
878 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.