Baskabievrende

Baskabievrende
@Ladydiyeceksiniz
Narkissos’un kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş. Ama kendi yazdığı öyküyü böyle bitirmiyordu Oscar Wilde. Tatlı su gölünün kıyısına gelen orman tanrıçaları Oreas’ların onu bir acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulduklarını yazıyordu Oscar Wilde. Neden ağlıyorsun? diye sormuş Oreas’lar. Narkissos için ağlıyorum, diye yanıtlamış göl. Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman tanrıçaları. Bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebilirdin yakından. Narkissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl. Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki? diye karşılık verdi iyice şaşıran Oreas’lar. Her gün senin kıyılarına gelp sularına bakıyordu! Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş: Narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum. İşte çok güzel bir hikaye, dedi simyacı.
Reklam
Ölçülü keder sevgiyi gösterir, ama ölçüsüz keder akılsızlığa işarettir.
Gözyaşıyla mı yıkıyorlar yaralarını? Onlarınki kuruyunca benimkiler akacak

Reader Follow Recommendations

See All
Bu şiddetli hazlar şiddetle son bulurlar, Ölümleri olur zaferleri, Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi tıpkı. En tatlı bal bile tadıla tadıla bıkkınlık verir, Aynı lezzet iştahı köreltir. Onun için ölçülü sev de, uzun sürsün sevgin. Hızlı giden, yavaş kadar geç varır hedefe.
+Ama ne dert gelirse gelsin başıma, Onu gördüğüm kısacık bir ânın sevincine denk olamaz! Sen kutsal sözlerinle birleştir de bizi, O aşk yutan ölüm, elinden geleni geri komasın, Yeter ki benim diyebileyim ona.
Reklam
Reklam
Reklam