Siyasi olarak "Nobel" almak her zaman kendi devleti ve milleti ile çatışan yazarlara verilmektedir. Unutmayalım ki başkalarından ödül beklemek, başkalarının değer sistemine uymayı beraberinde getirmektedir.
Demokrasi kültürü, kendi sorumluluğunu taşıyan, hatalarının bedelini öderken tekrar aynı hatalara düşmemek üzere kendi yol haritasını çizebilen yetişkin insanlardan oluşan bir toplumda yerleşebilir ve gelişebilir.
20. yüzyılda Batının kalkınıp, Doğunun kalkınamamasında en büyük etkenlerden biri bireylerin kendi tercihlerini yapamamaları ve kendi sorumluluklarını taşımamalarıdır.
Türk milletinin homojen kültürünü, tarihini ve geçmişini küçümseyerek Anadolu'da oluşturduğunu ifade ettikleri bir mozaik yapının varlığını savundular.
Müzikte ifade bulan ve "arabesk" olarak nitelendirilen tarz, "yoksulluk ve yoksunluk" kültürünün dışa vuran en belirgin üslubudur. Bu tarzın ve üslubun en önemli niteliği güvensizlik, yılgınlık ve umutsuzluktur.
"Türklük sahasındaki çalışmalar lâyık olduğu seviyeye henüz erişememiş ise bunun sorumluluğunu ilim muhitinin dikkatini üzerine çekmekte pek geç kalan Türklük Dünyasının bizzat kendisi taşımaktadır."
Reşit Rahmeti Arat
"Hey koca dünya, dün aziz kıldığı bir kişiyi bugün zelil ediyor. Dünya bir bela ve musibet yeridir. Onun iyiliğinden de kötülüğünden de kimse emin olamaz."
Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Melikşah