"İnsanları sevmemeye başladı mı insan, insan gibi yaşamayı da sevmemeye başlıyor, insan gibi çalışmayı, kazanmayı, yemeyi, içmeyi, sevişmeyi, ölmeyi."
- Sevgi Soysal
"Hep senin yanında olmak isterdim biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü dünyanın en iyi insanısın. Senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve günışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu hissediyorum."
"Ağlamak kötü bir şey mi?"
"Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?"
"Bilmiyorum. Bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes..."
"Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi."
Çoğumuz dünyayı dolaşıp herkesle tanışamayız, bütün şehirleri göremeyiz. Bunun için zamanımız, paramız ve bu kadar çok arkadaşımız yoktur. Aradığın şeyler, Montag, dünyada; fakat vasat bir insan için onların yüzde doksan dokuzunu görmenin yolu kitaplardan geçer.
İnsan bir şey bekler, sabahtan akşama ama hiçbir şey olmaz. İnsan bekler de bekler. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, düşünür, düşünür, düşünür; ta ki şakakları ağrıyana dek. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız.