Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Sütlü Kahve
Sütlü Kahve
@Latteicelim
Dram içeren herhangi bir şeyi okuyabiliyorum
15 okur puanı
Kasım 2022 tarihinde katıldı
Mateo ve Rufus ; 24 saat içinde ölüm haberlerini alan iki yabancı. Son arkadaş adlı uygulamayla tanışıp kalan saatlerini dolu dolu geçirmeye çalışırken birbirlerinin hayatlarına karışıyorlar . Rufus daha cesur belalı bir tipken Mateo daha içine kapanık evcimen birisi. Normal şartlarda birbirlerini tanımayan bu ikili öleceklerini bile bile
Gözlerim fal taşı gibi açık ve artık her şeyi görüyorum ...
Tierney kadınların hiçbir şekilde söz hakkı ve özgür iradesinin olmadığı distopik bir kasabada yaşayan 16 yaşında bir genç kızdır . Yaşadığı bu kasabada "Erdem Yılı " adı verilen bir yıllık gelenek vardır. 16 yaşında olan her kız çocuğu kasabanın dışındaki vahşi hayatta 1 yıl hayatta kalmaya çalışmalıdır. Gitmeden önce evleneceği
Her yerde 50 kez gördüğüm için okumaya karar verdiğim bir kitaptı . Aslında çok fazla övüldüğü için beklentim yüksekti fakat beni pek tatmin etmedi . Eğlenceli sahneleri vardı tabi ama ben kitaptaki diğer çift -daha doğrusu çift olacak ikili- yani Bridget ve Rhys sahnelerini beğendim serinin diğer kitabının konusu olan bu çift bana göre Alex ve Ava'dan daha eğlenceli duruyor . Kitabı ortalama bir aşk romanı olarak biliyordum fakat içindeki birtakım gizem durumları beklediğim olaylar değildi. Bence onlar olmasa ve konu kendi akışında ilerlese daha iyi olurdu . Alıntı olarak paylaştığım birkaç cümle vardı ve onlar dışında pek gözüme çarpan diyaloglar olmadı . Okurken yorulmadığım çerez kitaplardan biriydi bu yüzden şans verilebilir.
Okur Takip Önerileri
Serinin en sert kitabıydı
Ah serinin bu kitabı ...
Gerçekten deney daha doğrusu işkence sahnelerinde inanılmaz rahatsız oldum sanırım yapılan işlemlerden daha çok bunu yapan kişilerin Ella'nın kendi anne babası olması oldu. Gerçekten uzun bir süredir böyle leş bir ebeveyn çifti okumamıştım . İnsan kendi evladına hatta evlatlarına bu kadar acımasız olabilir mi diye düşündüm ve içim sızladı . Ella'nın ablası bir diğer üzülme sebebimdi. Yıllarca bir su tankının içinde yaşamaya zorlanması beş duyusundan dördünü kaybetmesi ama buna rağmen kardeşiyle telepati yoluyla iletişim kurup onu korumaya ve kendisi için yardım istemeye çalışması çok umut vericiydi . Aynı zamanda bana yardım et derken kendisini öldürmesinden bahsetmesi çok kalbimi kırdı. Çünkü yaşamaya dair inancını çoktan kaybetmişti . Kitaptaki diğer karakterlere gelecek olursam Anderson'ın ölmemesi beklemediğim bir olay değildi ve beni hiç şaşırtmadı. Nazeera ve Kenji çifti benim favori yan çiftlerimden biri oldu ve bence kitabın dinamiğini güzel etkilediler. Diyaloglarını ve o heyecanlarını beğendim. Bu kitapta kilit noktalardan biri de Castle oldu . Diğer kitapta ona olan nefretim bu seride yok oldu çünkü kendisi ve kayıp kızı karakterlerimizi kurtardılar . Diğer kitabı olayları hiç soğutmadan okumayı planlıyorum fakat serinin son kitabı olduğu için olayların nasıl bağlanabileceğini bilemiyorum. Umarım yazar her okuru tatmin edecek bir son planlanmıştır.
Tamamen farklı bir seri okuyormuşum gibiydi ...
Bu kitap serinin 4. Kitabı olmasına rağmen sanki seriden bağımsız ayrı bir seri başlangıcı gibiydi . Son kitapta olan o dinamik hissiyatı bu kitapta hiç alamadım ve bu yüzden ara vererek okudum . Diğer kitaplar akan bir nehirse bu kitap durgun bir su gibiydi . Ayrıca sürekli Juliette'in yaralanması , öfkelenmesi , olayları en son öğrenmesi beni sıktı. Bu kitapta Castle karakterinden de nefret ettim her şeyi bilmesine rağmen ezik bir şekilde sessiz kalıyordu beni oldukça öfkelendiren bir karakterdi. Juliette başkomutan olduktan sonra bir sürü maceraya atılır diğer komutanlarla savaşır diye düşünürken ilk 50-100 sayfa ne yapıcam , bu sorumluluklar bana fazla , yoruldum diye mızmızlıkla geçti. Gücünün asla farkında olmayan bu karakter beni oldukça sıktı . Tam kendine geldi ortalığı birbirine katacak diyorum kendi içsel sıkıntılarına gömülüyor . Kitabı okurken sürekli zorlama hissiyatıyla baş ettim . Tabi bir yerden sonra tekrardan olaylar hızlandı fakat hiç ortada olmayan konulardan bu kitapta bahsedilmesi bana bu konuların sonradan kurgulandığı hissiyatını verdi üstelik bir sürü yeni karakterin girmesiyle kafam karıştı. Ayrıca Juliette'in asıl isminin Ella olduğunu , bir ablası olduğunu ( hâlâ işkence altında tutulan ) biyolojik ailesinin berbat insanlar olduğunu öğreniyoruz. Umarım diğer kitapta tüm bu düğümler çözülür ve kitap gidişatı beni tatmin eder mükemmel bir seri olabilecekken Ella'nın bu kendine olan özgüvensizliği seriyi batırdı diye düşünüyorum. Her şeye rağmen devamı merak uyandırdığı için okunabilecek bir kitaptı.
Berbat moralime ilaç gibi gelen bir kitap
Zor zamanlar yaşayan herkesin oturup olduğu durumdan uzaklaşmak için okuyabileceği güzel bir çerez hikaye . Anlaşmalı sevgili , nişanlı veya evlilik yapılan herhangi bir kitap bana göre okunmaya değer oluyor çünkü koşullar her zaman sevdiğimiz insanla birlikte olmamızı sağlayamıyor bu anlamda bana daha gerçekçi geliyor . Bu kitapta da işten kovulan parası olmayan ve hâlâ annesiyle aynı zamanda annesinin sevgilisiyle yaşayan Lottie artık çaresizliğin dibine vurmuş bir şekilde kardeşiyle sohbet ederken zengin muhitlerde dolanıp kendime koca bulacağım ve borçlarımı ona ödeteceğim diyip bu işe atılıyor . Aynı zamanda şirketine yarayacak bir anlaşma için nişanlıyım yalanı söyleyen Huxley ile yolları kesişiyor ve Huxley sahte nişanlılık oyununu Lottie'ye teklif ediyor . Üstelik nişanlım hamile diyen Huxley yalanlarına ekleme yapıyor. Huxley'in anlaşmaya çalıştığı kişi ve onun nişanlısıyla tanışmaya başlayan çiftimiz saçma sapan bir sürü randevuya çıkmak zorunda kalıyor . Gerçekten idare etmeye çalıştıkları durumlar beni çok güldürdü ve kafamı dağıttı . Duruma ayak uydurmak isteyen Huxley benim nişanlım da hamile dediği için Lottie bir de hamile numarası yapmak zorunda kalıyor. Sürekli yalan söyledikleri için bir yerde kaç haftalık hamile demiştik diye unutup kalmaları beni çok güldürmüştü çünkü bir yalan söylediğinden gerçekten bazen unutabiliyoruz ve idare etmek zor oluyor . Daha sonrasında çiftimiz durumlardan sıyrılıp birbirlerini tanımaya ve hoşlanmaya başlıyorlar . Genel anlamda beni germeyen komik ve tatlı bir hikayeydi bir türlü okuduğum kitabı devam ettiremiyorum diyen insanlar varsa tavsiye ederim .
