Adamcağızın ne odasını mühürlediler, ne eşyalarını saydılar. Neden derseniz, malını paylaşacak bir mirasçısı çıkmadığı gibi, miras olarak adlandırılacak eşyası da yoktu. Topu topu üç çift çorap, kaz teleğinden bir demet divit, bir tomar beylik kağıt, pantolonundan kopmuş birkaç düğme ve okuyucuların yakından tanıdığı eski palto kalmıştı ondan geriye.