Songül (@LeyelilBileed) 1000Kitap'ta

Kısa ama konuları ve konuları ele alışı bakımından son derece zengin bir içeriğe sahip. Doğu batı, müslüman gayrimüslim sorunu, insanın var olma ve aslında kim olduğunu anlama yolculuğu -neden benim ben? Sorusunu sıkça tekrar eder karakterler- bizi biz yapanın yaşadıklarımız kadar düşlerdiklerimiz, zayıflıklarımız, kötülüklerimiz olduğu vurgulanır. Doğu-Batı arasındaki benzerlik ve farklılıklara bakarken, milli ve bireysel kimliklerimizin gerisinde yatan yapaylığı ortaya çıkararak iki kültürün ortak paydasını vurguluyor. İstanbul manzarası eşliğinde izlediği yarı gerçek yarı hayal hikayede insan var oluşunun özünü arıyor. Yazarın, Venedikli köle ile Türk hocanın benzerlik ve farklılıklarını tanımak ve anlamak için kullandığı masa ve ayna simgesi her iki kişi/karakter/ kültürün de aynı düzlemde karşılaştırılmasına olanak sağlıyor. Berrak bir zihinle okunmalı. Zira Pamuk, iki karakteri birbiri içinde öyle ustaca eritmiş ki kitabın sonlarına doğru hoca ile kölenin birbirinden ayrılmadığı, okurken bu kimdi diye ikileme düştüğümüz bu eserde, yine ustaca işlenmiş “çift karakter”, “başkası olma” özellikleri romanın omurgasını oluşturuyor.