Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şirvan Erciyes

Şirvan Erciyes
@Lilimarlenturkusu
Üniversite
Kayseri
20 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Duyulmasa da tek kelimesi En çok Susunca konuşurmuş insan
Reklam
Ölünün bir gününden Daha uzun Ne var ki yeryüzünde
Gelip buldular bizi Alıp sürdüler Önce adımızı koyup Sonra sildiler Hiç yaşamamışız gibi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Öyküler genelde daha güçsüz konumda olan kişiler tarafından anlatılır.
Sayfa 190Kitabı okudu
“Bazı gerçeklerin, bazı gerçekleri unutturduğunu gördüm burda.”
Sayfa 235Kitabı okudu
Reklam
“ Gerçek sorular, karşılıkları olmayan, belki karşılıkları beklenmeyen sorular değil midir?” 229
İşte ben , kahkahanın içindeki hüznün, sessizliğin içindekinden daha ağır olduğunu o gece anladım.
Sayfa 163Kitabı okudu
Çocukken ne çok korkardım. Çocukken korkardım . Büyüyünce hiçbiri kalmadı. Ne korku, ne aşk, ne heyecan…
“Bırakın kurtlar ulusun, ateş yanan yerde vardır…”
Sayfa 166Kitabı okudu
“Hayal kırıklığı ağzımda bir kül tadı bırakıyor…”
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
“Keyif yalnızca haz değildir ; içinde her zaman karanlık, kötücül, ölüme ait bir şeyler de barındırır. O yüzden yasaklanmıştır zaten.”
“Uzun uzun sustuk sonra; sıkıntıyla, öfkeyle, üzüntüyle,sahiplenemediğimiz vicdan azaplarıyla,pişmanlıkla, duyarsızlıkla, alışkanlıkla ve hastalıkla sustuk.”
“…mutluluk denen haltın iyilikle alakası olmadığını o zaman anladım.”
“insanın tek başına yaşı, onu ne daha iyi yapıyordu ne de bilge; sadece ezelden beri neyse onu daha belirgin hale getiriyordu.” Isabel Allende - Japon Sevgili
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
" Aşk törendir, bir çeşit var oluş törenidir, var oluşunu size veren, verici, varlıkların birbirine kendisini sunduğu bir tören: İşte bu nedenledir ki bunları ta başından düşünmesi gerektiği geliyordu şimdi aklına; insan kendisine sahip olmadan bir başkasına sahip olamazdı ve gerçekte de varlığına sahip olan kim vardı sözün gerçek anlamında? Sahi, kim kendini yanlış yoldan çevirebilmişti ki, kim yalnızca kendisiyle bile arkadaşlık etmek istemeyecek kadar salt yalnızlıktan kaçıp kurtulabilir ve sinemalara atılmaktan, genelevlere, dost ve arkadaş evlerine gitmekten, kendini bir mesleğe vermekten ya da öbür insanlar arasında kendini daha az yalnız hissetmek amacıyla evliliklerden alıkoyabilir? Böylelikle iki karşıt açıdan bakıldığında, yalnızlığın en üst noktası yine de insanı dosdoğru insan çokluğunun tam ortasına atıyor ve arkadaşlık düşlerine ,aynalarla ve kimi kendini yankılayan seslerle dolu salonlardaki yapayalnız insana götürüyordu. Böylelikle evet, onun gibileri, yani kendilerini oldukları gibi kabul etmiş olanlar (ya da çok yakından tanıyınca yadsıyanlar) aykırılıkların en belalısının karşısında buluyorlardı kendilerini, belki de sınırı aşma gücünü kendilerinde bulamayarak, düşüncede bambaşka biri olabilmenin kıyıcığında kalakalmak gibi. Çevreyle hassas ilişkiler ve olağanüstü uyumlar sonunda bambaşka biri oluş tek bir yoldan gerçekleşebilirdi, o da uzatılan ele, dışarıdan bir başka elin, bir başkasının elinin uzanarak karşılık vermesiyle ancak."
Sayfa 127
"Yeryüzündeki bütün dilleri konuşan bir adam konuşamıyormuş kendiyle."