Ansızın ortaya çıkan bir acı, doğru dürüst kuramadığım hayallerimden oluşan koskoca dağlar, güçten düşmüş bir kelebeğin kanatları gibi ileri geri yalpalanan hayatım..
Sen beni bir çölden aldın uçsuz bucaksız mavinin içine, bu denize getirdin. Sonra beni bu küreksiz sandalda bıraktın gittin. İşte şimdi benim yazdığım bu yazılar bu şiirler boğulduğum denizinde attığım kulaçlardır. Yazdıkça biraz daha nefes alıyorum. Daha derine inersem ölürüm, yazmayı bırakırsam nefessiz kalırım.
" Seni böyle sevdiğimi bilseler de bilemezler
Ay batar bir bulut kaynar duyamazlar ki
Seni böyle sevdiğimi bilseler de bilemezler
Gün doğar yer oynar yerinden duyamazlar ki
Ay batar bir bulut kaynar duyamazlar ki "
youtu.be/xIRFC_nrPHo
"Ben ki kazdım, küredim, ellerimle boşalttım geceyi
yıldızları, hüznü ordan fırlatıp attım,
sonra ordan fırnalı bir tüzeyle halka bakınca
yeniden yaralandım dünya ırmaklarından."
Yaşatan - İsmet Özel
"Sabah yüzündür, akşam yüzünü dönüşün
Gece, bıraktığın boşluktur ardına
Ve şiir
O ince hilaldir lacivert yalnızlıklarda
Sarınıp süzgün ışığına
Katlanmanın türküsünü söylediğim."
- Şükrü Erbaş