MEM ARYAN

Ortaçağ'daki acımasızlıklara ilişkin bir söyleyişinin ardından bana demişti ki: "Bu acımasızlıklar gerçekte acımasızlık değildir. Ortaçağ'ın bir insanı bizim bugünkü yaşam üslubumuzu bambaşka açıdan değerlendirir, tümüyle acımasız, dehşet verici ve barbarca görüp aşağılardı! Her çağ, her uygarlık, her gelenek ve görenek kendine özgü bir üslubu içerir, kendisine yaraşır incelikleri ve sertlikleri, güzellikleri ve acımasızlıkları barındırır kendisinde, kimi acıları pek doğal karşılar, kimi kötülükleri sabırla sineye çeker. Ne zaman ki iki çağ, iki uygarlık ve iki din birbiriyle kesişirse, işte o zaman insan yaşamı gerçek bir acıya, gerçek bir cehenneme dönüşür...
Reklam
Novalis
'insanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez.'
Novalis
"Gerçekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir, her acı bize yüksek bir aşamada bulunduğumuzu anımsatır." Ne ilginç, değil mi! Nietzsche'den seksen yıl önce söylenmiş!

Reader Follow Recommendations

See All
Böylece konjonktürel olarak normalleşme dönemleri ve görece liberal denilebilecek iyileşme süreçlerine rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürdistan yönetimine, 1920'lerden başlayarak her türlü isimler altında ve türlü gerekçeler (eşkıyalık, irtica, bölücülük, terörizm, komünizm vs.) gösterilerek esas olarak olağanüstü hal rejimleri ve bunun gerektirdiği baskı ve şiddet politikaları damgasını vurmaktadır... #NaifBezwan
Tarihi, değişim ve devamlılığının birliği olarak tanımlayan Adorno "vahşetten beşeriyete doğru giden evrensel bir insanlık tarihi yok, fakat sapandan hidrojen bombasına doğru bir tarih var" diyerek tarihsel değişimi doğrusal ve soyut bir kavram olarak ele almak yerine onun niteliği ve içeriğine odaklanması gerektiğini hatırlatır... #NaifBezwan
Reklam
Reklam
332 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.