Ben Menekşe
Çelimsiz olmakla beraber
Oldukça asabi
Pek huysuz olmadığı gibi
Son derece değerli
Güzel olmadığı ise her halinden belli
Ben Menekşe
Ben Menekşe
M heyecanlı bir şekilde babasının yanına gitti. Neden mi? Çünkü bugün okulda yazı etkinliği yapmışlardı ve öğretmeni herkesin yazısını özenle okumuştu. Sıra M'nin yazısına gelince de büyük bir coşkuyla okudu ve ardından M'ye bu yazının çok kusursuz olduğunu ve diğer çocuklar gibi düşünmediğini söylemişti. M işte bu yüzden babasının yanına büyük bir heyecanla gitmişti. Ona öğretmeninin bile övgü ile öz ettiği bu yazıyı okumak istiyordu. Babası kolay beğenen birisi değildi fakat onun da M'yi öğretmeni gibi tebrik etmesini arzu ediyordu. Babasının yanına gitti ve ona elindeki kağıtta yazanları okuyup okuyamayacağını sordu. Babası hafif ama keskin bir sesle ona oku dedi. Fakat bunları söylerken M'nin yüzüne bile bakmıyordu. M okumaya başladı. Babasının karşısındayken ağzındaki kelimeler birbirine dolanıyor sık sık nefes almak için duraksıyordu. Daha birkaç satır okumuştu ki babasının aşağılar tavırdaki sesi onu susturdu. Babası ona diksiyonun sıfır hiç düzgün okuyamıyorsun gibi onlarca şey söyledi. M hüzünlenmişti. Suskun bir şekilde içi içine ağlıyordu. Babası M'nin elindeki kağıdı aldı. M'ye bu yazı ne ya kimse okuyamaz bunu hocana bu yazıyı mı göstereceksin dedi. M daha da üzüldü. Babasının sözleri bittiğinde odasına doğru gitti. Eline günlüğünü aldı ve "Bugün babam benimle alay etti." yazdı. Tam günlüğünü kapatacağı sırada iki damla gözyaşı yazdığı yazının üstüne düştü...
Bu dünyada en erken öğrenilmesi gereken şey şudur ki
Tanıdığın, tanımadığın, sevdiğin, sevmediğin, selamını aldığın, almadığın...
Hiç kimse hakkında iyi olsun kötü olsun konuşmak sana düşmez!
Bazı yazarların kitaplarını okursunuz ve dünyadan tiksinme hissi kaplar içinizi. Nefret edersiniz hayatın sahteliğinden, nankörlüğünden... İşte okuduğuma hem sevindiğim hem de okuduğum güne lanet okuduğum, okudukça yaşamanın iğrençliğini ve küstahlığını hissettiğim o yazar
"Fyodor Dostoyevski"