Burada bir insanın değeri, bir merminin değeri kadardır derler ve burada mermi çok ucuzdur. Bilgi de sandığından daha tehlikeli bir şeydir buralarda...
...hemen görmek istediği birini görememenin insanı nasıl bir zavallılığın içinde boğduğunu, birini görmeye karar vermenin onu görmeye yetmediğini anlamanın nasıl bir yetersizliğe yol açtığını böylesine kuvvetli bir şekilde fark edince...
Yelda, Jacques'ın sakin bir sesle ve sade cümlelerle anlattığı acının nasıl bir şey olduğunu anlamış, bir an Selim'in ölmüş olduğunu düşünmüş ve bunun nasıl taşınması imkansız bir acı olduğunu fark edip o anda çektiklerini önemsiz bulmuştu. O büyük acıyla kıyaslandığında bunlar çok anlamsızdı.
Çektikleri büyük acılardan kurtulamayan insanlar bazen çareyi bir başkasını kurtarmakta, bir başkasının acısını dindirmekte bulurlar, bunu bir dindarın adanmışlığıyla yaparlar,
Ruhunun iki yanındaki iki kadın, Orta Anadolulu dindar, namuslu, ahlaklı, sadık kadınla Batılı dünyanın özgür, güçlü, kuşkucu kadını hep birbirlerini küçümseyerek aşağılamışlar, hangisinin ahlakına uygun davransa bir diğeri tarafından suçlanmıştı.
O yüzdendir, herkes birbirini kendince ölçer, kendi terazisinde tartar. Herkesin terazisi de en fazla kendi kadar bir ağırlığı tartar, ben, benden fazlası olanı nasıl tartacağım...
Sevildiğini bilerek, buna inanarak yaşamanın insanı nasıl güvenli ve sıcak tuttuğunu, şimdi o sevgiyi kaybetmekte olduğundan kuşkulandığında anlamıştı.
...hayatıma nasıl bir zamanda girdiysen, nasıl özel bir zamana denk geldiysen, anlayamadığım bir şekilde içime fresk gibi kazındın, seni oradan çıkarmak için benim bütün varlığımı yok etmek gerekecek.