Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

MURAT AYDIN

MURAT AYDIN
@MURATAYDIN94
Dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir... *** #44473426 __________________ ALINTI VE İLETİLERİM ÇOĞUNLUKLA KENDİME NOTLARIMDIR.
İçedönükler, genellikle iç dünyaları çok sesli, kalabalık, bol bol düşünen (hatta bazen gereğinden fazla), durmadan hayaller kuran, durmadan değerlendiren, kafaların içinde hep bir şeyler dönen kişilerdir. Bir başka deyişle, dünyaları bol miktarda uyaran ile doğrudur. Bu nedenle bunu dengelemek için dış dünyada daha az uyarana gereksinim duyarlar...
Sayfa 30 - Doğan Novus, 2. Baskı, Ocak 2024Kitabı okuyor
Reklam
İçedönüklük bir sorun değildir.
İçedönüklüğü kendisi ile karıştırılan tüm kavramlardan ayıran, diğer kavramlar çözümlemeyi bekleyen birer sorunken, içedönüklük bir sorun değildir. İçedönüklük, onunla doğduğumuz bir mizaç özelliğidir.
Sayfa 27 - Doğan Novus, 2. Baskı, Ocak 2024Kitabı okuyor
Bir içedönük için öğrenilebilecek en önemli kendini yönetme becerisi; pillerinin ne zaman tükeneceğini önceden kestirebilmek ve programlarını buna göre yapabilmektir.
Sayfa 26 - Doğan Novus, 2. Baskı, Ocak 2024Kitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İç, içedönükler için gerçek evdir. Arada bir uğramak, girip çıkmak, gerekeni alıp sokağa geri dönmek yerine oraya yerleşmeyi severiz.
Sayfa 19 - Doğan Novus, 2. Baskı, Ocak 2024Kitabı okuyor
Amerikalı ünlü ekonomist John Perkins'in "bir ekonomik tetikçinin itirafları" adlı kitabından birkaç alıntı; * Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. * Sonra onlara arabalarımızı satarız. * Daha sonra bankalarını satın alırız. * O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. * Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle... O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi "ASLA" o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları (havaalanları) yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton yığınları oluşur ve bizim şirketlerimiz kazanır. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler... .......
Sayfa 26 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okudu
Reklam
"Propagandayla zehirlenmedikleri sürece, kitleler asla savaş düşkünü değildir." (Albert Einstein)
Sayfa 19 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okudu
"Din ve milliyetçilik politikacıların elinde tehlikelidir"
Sayfa 18 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okudu
"Savaşı zenginler çıkarır, fakirler ölür" (Jean Paul Sartre)
Sayfa 18 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okudu
"İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına inandırmaktan daha kolaydır." (Mark Twain)
Sayfa 11 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okudu
Kuran-ı Kerim'in Türkçe'ye çevrilip insanların kendi dinlerini anlaması -nedense- birilerinin hiç işine gelmedi.
Sayfa 10 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okudu
Reklam
Feodalizmden kapitalizme geçiş...
Kapitalizmden önceki döneme bakacak olursak, dünyaya hükmeden sistem feodalizmdi. Üretim araçlarının ve toprakların tümü, aristokratların elindeydi. Ekmek parasına muhtaç olan halka, bu toprakları ekip biçme hakkı veriliyordu. Tabii, bir şartla; geçimini sürdürecek kadarını aldıktan sonra geri kalanı teslim edecekti. Kırsal kesimde sistem bu şekilde işlerken, kentlerde yaşayanlar daha şanslı denilebilirdi. Kent insanları ticaretle uğraşabiliyor, zanaat yapabiliyordu. Böylelikle kente göç başladı ve kırsal alan iş yapamaz oldu. Ticaretin de gelişmesiyle feodal sistem, yerini kapitalizme geçişe bıraktı. Emek ve iş gücü, satılmaya başlandı. Kısacası gücün adresi toprak değil, artık para ve servet oldu.
Sayfa 8 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okudu
Eskiden efendiler kölelerine kırbacı vurur, istediklerini elde ederlerdi. Zamanla köleler isyan etti ve savaşıp özgürlüklerini kazandılar. Bu durum efendileri çare aramaya itti. Nihayetinde günümüzdeki beyaz yakalı köle kıvamına evrildik. Artık tasma değil, kravat takıyoruz.
Sayfa 3 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okudu
Toplum Sözleşmesi
"Rousseau’ya göre insanoğlunun tümü eşit doğar. İşte bu sebepten dolayı, egemenliği içeren sosyal bir sözleşme üzerinden hükmetmek gerekir. Bunun mantıksal sonucu, herkesin herkesle bir sözleşme yapmasıdır. Bu sözleşme yoluyla herkes, herkesle bağlanır, herkes kendisinden diğeri adına feragat eder, ama sonuçta hiç kimse kendisini herhangi bir şeye ya da herhangi birisine tutsak etmez. Böylece iktidar, baskı ve kölelik dışlanmış oluyordu. Bunun sonucunda eğer bir kimse bir başkasına verilmemiş olan bir hakka sahip olursa, bunun anlamı eski dönemlerdeki tiranların yeniden hortlaması olacaktı. Ve böyle bir hortlama sosyal kontratın boydan boya delinmesi demekti." (Tage Lindbom)
Sayfa 95 - Kafekültür Yayıncılık, İstanbul, 2013Kitabı okudu
Yanlıştan çok tecritten korkan kalabalıklar...
“Geleneğin insanları kendi kadim inançları nedeniyle terk edilmekten ve yalnız bırakılmaktan korkarlar; ve yanlıştan (daha) çok tecritten korktukları bu ikilem içinde kalabalığa karışırlar.” (De Tocqueville)
Sayfa 93 - Kafekültür Yayıncılık, İstanbul, 2013Kitabı okudu
"... Demokratik ülkeler halkın eğitimini teşvik ederler, eğitimli bir işgücü de yeniliklerin uygulanmasına ve ekonomik büyümeye yardımcı olur. Buna ek olarak, kanunlar demokratik ülkelerde daha güçlüdür; mahkemeler daha bağımsızdır; mülkiyet hakları daha güvenlidir; kontratlar daha etkin uygulanır, hükümetin ve politikacıların ekonomiye keyfi müdahaleleri pek görülmez. ... Modern ekonomiler iletişime dayanır ve demokratik ülkelerde iletişim üzerindeki kısıtlamalar çok daha azdır. Bilgiyi aramak ve ona ulaşmak daha kolay ve demokratik olmayan rejimlerin çoğunda olduğundan çok daha güvenlidir." (Robert A. Dahl)
Sayfa 87 - Kafekültür Yayıncılık, İstanbul, 2013Kitabı okudu
4.366 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.