Hiç koskoca çınarın tepesi, rüzgarda gürleye gürleye, gökte uçan bir bulutun hayatını yaşarken, ta aşağıdaki toprağa abanmış uyuz ayrıkotuna eğilip bakar mı?
... Bizimse vedalaşacak kimsemiz yoktu. Elvedalar bile salon mobilyaları gibi, ancak dünyalığı yolunda olanların kendilerine peşkeş çekebilecekleri bir lükstür.
Ne biçim dünyaya doğmuştum ben? "Güzel" diyordum, güzel dediğime dönüp bakmıyorlardı bile. "İyi" diyordum, omuz silkiyorlardı. Birisinin dobra dobra dosdoğruyu söylediğini duyuyor, heyecanlanıp, "Doğru!" diye bağırıyordum. "Aman sus!" diyorlardı.
"Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum" diyorsun. Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum. Her şeyde senin hayaline tesadüf ediyorum.
Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku. Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Ah Zeus! Altının sahtesini gerçeğinden ayırmak için açık işaretler verirken bize, kalp olanları gerçeklerinden ayırmak üzere bir işaret koymayı neden düşünmedin erkeklerin bedenleri üzerine?
Sayfa 20 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Alışkın olmadıkları yeni bilgiler sunarsan aptallara, sana bilge değil, işe yaramaz yaftasını yapıştırırlar.
Kendilerini bir şey sananlardan üstün olduğun anlaşılırsa, kimseye yaranamazsın.
Sayfa 12 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu