İnsan ruhu ne kadar anlaşılmaz, ne kadar ürkütücü. Kimi zaman önünde durulmaz bir kibirin kaynağı hatta karşısına çıkan herşeyi bencilce yutan karadelik misali , kimi zaman ise gözlerimizi alacak kadar parıltılı, berrak ve temiz. Diğer ruhları da besleyen bir saadet pınarı. Kitap karakterler vasıtasıyla ruhun her iki yönünü de bizlere açıkça sunuyor. Baş karakterimiz Ali Bey'in her duyguyu uçlarda yaşaması nedeniyle kendisine oynanan oyunu göremeyecek kadar kör olması okurken insanı gerçekten geriyor. Sevginin ve nefretin uçlarda yaşanması durumunda insanı ne tür felaketlere sürükleyeceğini, ruhunu tamiri imkansız bir harabeye dönüştürürken, sevdiklerinin de hayatlarını nasıl yaşanılmaz kılacağını etkileyici bir biçimde sunuyor bizlere yazar. Dilinin ağır oluşu belli bir miktar insanı zorlayabilir ve hatta sıkabilir ancak olay belli bir yerden sonra hızlanarak akışına devam ediyor ve kitabın sonunda ne olacağı hakkındaki merakınız kitabın ağır dilinden dolayı meydana gelen sıkkınlığınıza galip gelerek sizi bir çırpıda kitabı bitirmeye sevk ediyor.