Küçük kızın kalbini ayaklar altına almıştı söylediği sözlerle babası. Kız ,kalbinin acıdığını ilk o zaman hissetti. Sonra her yaş gününde aynı acıyı duydu kalbinin derinliklerinde. Ama ağlamaya hakkı yokmuş gibi hep sustu. Aslında konuşsa biriktirdiği o zehir tadında sözler hem kendisini hem karşısındakini zehirleyecekti. Ama her seferinde annesinin gözyaşlarıyla büyüdü annesinin şefkatli sözleriyle değil. Avutulmadı avuttu. Savunulmadı savundu. Evet tüm bunlar çok acıttı ama annesinin canı daha çok acıyordu. Susmak zorunda hissetti. Sustu ya da kim bilir susturuldu...