"İnsan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor. Ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor..."
O kadar güzel bir şeydir ki tövbe, bunu Hazreti Peygamber (s.a.v.) şöyle anlatıyor: Bütün yiyeceğini, bütün ihtiyacını yüklediği devesinin çölde kaybolduğunu gören bir adam, bir müddet uyuyup tamamen ümidi kestikten ve susuzluktan dudakları parça parça olduktan sonra, artik ölümü beklediği sırada devesini birden bulursa nasıl sevinir? İşte kul tövbe edince Allah o adamdan fazla sevinir. Yahu Allah senin tövbene seviniyor ya, sen gel artık bunu anla ya... Sana nasıl bir aşkı var, nasıl seviliyorsun bir anla... Seviliyorsun, sevildiğini bil, yanlış yapma. O'nun bir şeyi eksilmez, olan sana olur. Allah sen dostluğunu tazeledin diye sevinir..
Gösterişsiz her şeyi seviyorum. Mesela kırlarda açmış ve "Kendi imkânlarımla bu kadar büyüyebildim." der gibi bakan çiçekleri... İnsanı da öyle; Kimseye minnet etmeyeni. Kendi çabasıyla ayakta duranı. Geldiğinde nasılsa, biraz zaman geçince değişmeyeni...
Her şey güzel giderken başina öyle şeyler gelir ki "Yandım." dersin, "Bittim!" der ve düşersin. İşte o an, içindeki iyilikle beslenen çocuk çıkar gelir ve kapını çalar. "Kalk"! der, "Kalk! Tutar elinden, karanlığı yırtar ve seni güzel günlere götürür. Korku nedir bilmez iyilik. Aydinlik karanlıktan korkar mi hiç? Kötü günler ile karşılaştığinda kimseye ihtiyaç duyma, Önce Allah sonra içindeki iyi niyetten başka! Niyetin ne kadar iyiyse Allah o kadar seninle. Nasibinde ise niyetinde gizli... Alsa da
elinden yoğunu varını ,döner dolaşır, geri verir sana hakkını! Olmaz deme asla! Olur! Unutma ki Allah isteyince ,kuşlar filleri yener azizim....