Fakat ne çare ki, ben dünyadaki nişanlıların en acemi ve vahşisiydim. Kâmran'ın bana doğru geldiğini gördüğüm zaman ürkmüş bir at gibi patır patır kaçıyordum, arkamdan sapan taşı yetişemiyordu.
-Durunuz, dedim, netice fena olacak... Bilirsiniz ki, ben Çalıkuşu'yum. Ağaçlar benim mülkümdür... Oralara benden başkasının ayak basmasına tahammül edemem.
-Bu ne garip konuşma Feride?..
Hakikaten bu ne garip konuşma idi!..