Bir Dumas başyapıtının da sonuna geldik...
Aslında beni edebiyat ile tam manasıyla tanıştıran Alexander Dumas oluğunu söyleyebilirim. Çünkü 15 yaşındayken okuduğum ilk roman olan Monte Kristo Kontu bana hem okumayı sevdirmiş hem de büyük edebiyat dünyasının kapısını aralamama neden olmuştur. Bu nedenlerledir ki, Dumas kaleminin mucizesini önceden biliyordum.
Üç Silahşor, çoğumuzun adlarını küçüklükten beri bildiğimiz üç silahşor olan Athos, Porthos, Aramis ve baş kahramanımız olan Mösyö Artagnan'ın iki yüzyıllık macera, aşk, dostluk, sadakat, kin üzerine kurgulanan tarihi bir romandır. Lakin roman tarihi tam anlamıyla doğru yansıtmadığı ve saptırdığı o dönemde fazla tartışılmıştır. Bu haklı eleştiriler karşısında Dumas "Tarihe tecavüz ettiğimi söylediler ama çok güzel çocuklar doğdu" demiştir.
Yani eseri bu bilinçle okumakta fayda var. Bütün bunların yanında, eseri okurken oldukça akıcı ve güzel betimlemelerin olduğu ara sıra aforizmalar ile karşılaşacağınız güzel kurgusu olan bir roman ile karşılaşacaksınız. Dumas edebi dili bana göre diğer yazarlar arasında en iyi. Bunu okuduğunuz zaman kendiniz de anlayacaksınız. Eseri çok beğendim romana okumaya yeni başlayanlara daha çok tavsiye ederim.
Herkese şimdiden iyi okumalar, hep kitaplarla kalın...