Mahmut Uğur

... Nasıl herhangi bir erdem sevgisi ve karakter gelişimi olmadan sadece bir eser ortaya koymak övgüye değer değilse (zira bunlar bir arada olmalı ve birbirine bağlanmalıdır), aynı şekilde inzivadayken bırakılmış olan ve öğrendiğini asla göstermeyen, eylemsiz erdem de kusurlu ve zayıf bir iyilik anlamına gelir.
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... Kaldı ki, devleti küçümseyerek sorgulayanların hiçbir zaman devleti olmaz.
Sayfa 42 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Amerika Birleşik Devletleri'nin sürdürülemez borç dengesi içine girmesi elli yıl sürdü ve bu durumdan kolayca kurtulamayacak. Sabırlı yatırımcılar borçların ödenmesini bekleyebilir ve başkalarına zarar verebilecek tuzaklardan uzak durur.
Sayfa 119 - DestekKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Görünüşte daha çilesiz bir yol için kendi taahhütlerini ya da kimlik bilinçlerini bir kenara bırakmış ülkelere tarih hiç zaman tanımaz.
Sayfa 405 - Boyner YayınlarıKitabı okudu
Mazlum Halklar Politikası
Gene de kendi insanlarımız içerisinde en mantıklı görünen Müdafaa-i Hukuk doktrininin öngördüğü dış politikadır. Bu dış politika kesinlikle anti emperyalisttir, mazlum halklardan yanadır ve mazlum halklardan olan bütün şeylere açıktır. Böyle yetiştik, bizim çocukluğumuz böyle geçti. Bu politikayı bugün uygulamak mümkündür. Çünkü Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan, İran, bunlar biraraya gelince ne oluyor biliyor musun? Dünyanın dörtte üçü oluyor. Ve bunların içinde nükleer olmayan tek enayi biziz. Çünkü biz diyoruz ki 'çok zararlı nükleer.' Öyle diyor bizim aydınlarımız. Aman ne kadar zararlı, bunların hepsi enayi ve bunların hepsi nükleer. Bu kadar nükleer güçle ortak olup sen de nükleer olacaksın otomatik olarak.
Sayfa 269 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bunlar değil hepsi bir arada, teker teker bile dünya sulhunu tehdit edici tehlike sahaları idi. Bütün bu mıntıkalar ise, dünyanın nâzımı, siyasetçileri emrinde tutan petrol sahalarının ya pek yakınında veya ta içindedirler. Vietnam, Royal Dutch-Shell Grubunun büyük petrol sahalarının hemen burnu dibindedir. İran ise, herkesin malumudur.
Sayfa 284 - TruvaKitabı okudu
Beş yıldızlı General Mc Arthur meselesi, dünyayı tehdit eden hadislerden bir tanesi idi. Aslında dünya dört bir taraftan tehlike işareti vermişti ve siyasi ufuklar kara bulutlarla kaplanmıştı. Uzak Doğu'da Kore, Hind-i Çinî'de Ho Shi-Minh, yani Vietkong, Orta Doğu' da ise İran...
Sayfa 284 - TruvaKitabı okudu
Bir başvekil öldürülüyor
Cumhuriyetçi senatörlerden birisinin general Mc Arthur'un azledilmesi ile alakalı olarak gazetecilerin suallerine verdiği cevapta; "Uzak Doğu'da daha çok işim vardı; fakat Washington'a dönmek mecburiyetindeyim. III. Dünya Harbi şu anda Washington'da patladı. Orada harp etmeye gidiyorum. Truman ile harp etmeye gidiyorum." demek suretiyle azlin vahametine işaret ediyordu.
Sayfa 283 - TruvaKitabı okudu
Bir başvekil öldürülüyor
Amerika Reis-i Cumhuru Truman'ın, "ifşa ederim" deyip de bir türlü ifşa edemediği Mc Arthur'un azlindeki hakiki sebep bu idi. Truman itham ediyordu. Evet, beş yıldızlı Amerikan generalini Amerika Reis-i Cumhuru harp kundakçılığı ile itham ediyordu. Standart planında muvaffak olamamış ve İngiltere'yi gafil avlayamamıştı; zira generalin azli ile kopması çok muhtemel üçüncü dünya fırtınası bertaraf edilmişti.
Sayfa 282 - TruvaKitabı okudu
ALAMAN, URANYUM İŞİNDE AYRICALIK İSTEDİ Mİ? 15.02.1979
Petrolü Ruslarla çıkaracağımızı anladılar mı, devreye giriyorlar, nükleer santrali İsveç gibi tarafsız ve dürüst bir ülkeyle gerçekleştireceğimizi anladılar mı, devreye giriyorlar, içerideki işbirlikçilerden yararlanarak istediklerini yaptırdıkları takdirde ne olacak? Söyleyeyim, annemin sevdiğim bir sözü vardı, o 'elin hamur, karnım aç'.
Sayfa 411 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Reklam
ALAMAN, URANYUM İŞİNDE AYRICALIK İSTEDİ Mİ? 15.02.1979
Almanlar, galiba Amerikalıların da katılmasıyla, Karadeniz'de araştırmalar yaptılar, bizim kıyılara yakın bölgelerin dibinde 'milyonlarca ton' uranyum rezervinin bulunduğunu saptadılar. Dahası Van Gölü'nde, Doğu Anadolu linyitlerinde uranyum varlığı ileri sürülüyor... ... Hem de içe bağlı bir nükleer enerji politikasını rahatça gerçekleştirebilirsiniz. Sanırım Türkiye' deki nükleer santraller konusu da, bazı Amerikan kafalı politikacıların kirlenmeyi bilmemeyi bahane ederek bu santrallerin kuruluşunu torpillemek istemesi de burada önem kazanıyor. Türkiye bir petrol ve uranyum ülkesi olacak, sonra da 'sistem' e sadakatından dolayı, böylece döviz darboğazlarında üç-beş kuruş taze para için ona buna el açacak öyle mi? Ayıptır be.
Sayfa 410 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Dünya Bankası, PETROL İŞİNE DE BURNUNU SOKUYOR 14.02.1979
Dünya Bankası kredisinin tam da Sovyetler'in Türkiye 'deki petrolü bulmak için harekete geçtikleri sırada ortaya çıkmasına ne buyrulur? Hayli ilginç, önce petrolün çıkarılmasını önlemek için 'sistem' elinden geleni ardına koymadı, ama baktı ki Türkiye önünde sonunda Rusların yardımı ile bu petrolü bulup çıkartacak, o zaman hemen devreye Dünya Bankası olarak giriyor, olayın denetiminden çıkmasını önlemek için bulmaya bizzat talip oluyor. Tıpkı nükleer santral olayında olduğu gibi.
Sayfa 407 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Ünlü Fransız düşünür Montesquieu, dünya barışının ancak şu bakış açısıyla başarılabileceğini belirtiyordu: "Eğer bir şey benim için faydalı ama ailem için zararlı ise onu aklımdan çıkarırım. Eğer bir şey ailem için faydalı ama ülkem için değilse onu unutmaya çalışırım. Eğer bir şeyin ülkem için faydalı ama Avrupa için zararlı ya da Avrupa için yararlı, insan ırkı için zararlı olduğunu bilirsem bunu bir suç sayarım. "
Sayfa 374 - vadiKitabı okudu
1945'te hazırlanan bir ABD Dışişleri Bakanlığı belgesi (1945), S.Arabistan petrol rezervlerinin ABD için yaşamsal önemine vurgu yapıyordu:"S.Arabistan petrol rezervleri, dünyanın en büyük rezervleri arasında... Bu rezervler iki nedenle bizim kontrolümüzde olmalı. Bir yandan tükenen rezervlerimizin karşılanması, diğer yandan dost olmayan ellere geçmemesi için..."
Sayfa 89 - hayykitap 4.BaskıKitabı okudu
Bu dış malî desteklerin anlamını daha iyi kavrayabilmek için şunu hatırlamak yeter: 1948 ile 1954 arasında Batı Avrupa'ya ayrılan Marshall yardımı, on üç milyar dolara ulaşmıştır. Buna kıyas edersek iki milyondan daha az nüfusa sahip İsrail devleti iki yüz milyon Avrupalı'nın aldığı yardımın yarısını almıştır. Bu ise kişi başına Avrupalılar dan yüz kat daha fazla yardım demektir!
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.