“Kurabiye mi satıyorsun?” Dedim İngilizce olarak.
Başını iki yana salladığında kızıl saçları yanaklarına dokundu.
“Hayır efendim, kurabiyeyi satmayacak kadar çok severim.”
Ne olurdu kokunun da fotoğrafı olsaydı.
Sesin fotoğrafı,
boşluğun fotoğrafı.
Parmak uçlarındaki karıncanın,
Ruhtaki üşümenin fotoğrafı…
Ölüm kimseyi bu kadar yalnız bırakmazdı.
#şükrüerbaş#