"Üçüncü Dünya ülkelerinde insanlar arabalarını, kamyonlarını boyarlar, Üzerlerine resimler çizip, yazılar yazarlar. Çünkü Üçüncü Dünya ülkesi insanı bindiği makineyi icat etmemiştir. İcat etmediği için de yakın hissetmez kendini. Sahibi gibi görünmesi, karakter kazanıp kişileştirilmesi gerekir arabanın. Kullandığı her ithal makineye isim takıp sadece kendine has şekil ve yazılarla damgalaması, Üçüncü Dünya'nın asla yok olmayacağını gösterir. Birileri, sahip olduğu aleti boyamaktan vazgeçene kadar da yok olmaz! ..
Ve hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum. Her şey sanki ben gittikten sonra donmuş gibi. Tek değişmeyen değişimin kendisidir, di yen bunağın hayattan haberi yok!
"Seni anlıyorum" demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada ... Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur.
"Ne yapmak istediğini bilmiyorsan, ne yapmamak istediğini düşün!" demeye çalıştım kendime uzun yıllar boyunca. Böylece ihtimalleri eleyerek bir ideal, bir amaç bulabilirdim. Hatta hayatın ne anlama geldiğini bulur, sözlüklere geçmesini sağlardım.