Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anka

Sabitlenmiş gönderi
Ben bir ay pervanesiyim. Kanatlarım dünya, sözlerim sevgi. Kendime masallar anlatıyorum.
Sayfa 182 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Neden yalnızlığımızı birbirimize gösterirken utanırız? İnsan konuşmadan da anlaşılmak ister. Sevdiğimiz insanlardan bunu beklemek çok mu Şehrazat?
Sayfa 81 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat AğlarŞükrü Erbaş
8.7/10 · 4.178 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biraz daha güzellik...
Azıcık dingin bir zaman... azıcık dingin bir sevgi... azıcık dingin bir söz. Azıcık içimize baksak orada bize gülümse­yen sonsuz bir dünya. “Evrimin altın anahtarı çeşitlenmeden yanadır" sözünü, "yazının altın anahtarı çeşitlenmeden ya­nadır" diye okumanın zamanı geçip gitmektedir. Ey harflerden yapılmış sonsuzluk... kalbine ölümün nişanı düşen herkes bir gün eşiğinde durup, "biraz daha güzellik" diyecek sana...
Sayfa 87 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
İyilik, korku içinde yaşar mı hiç? Haysiyet yarasımn merhemi var mıdır? Yüzü yere düşen insan evlere nasıl sığar? Şimdi neden acı verir eski mutluluğumuz?* Gönül yorgunluğu, insan yorgunluğu mudur, beden yorgunluğu mu?
Sayfa 82 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse keder­lenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyü­zü. Kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. Kimse gözyaşı değil, herkes küfür. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık. Tevazu bitti. İncelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bit­ti. Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte...
Sayfa 60 - Kırmızı Kedi Yayınları, Aynalar pazarı devamı sonKitabı okudu
Aynalar pazarı
Cehalet bitti şükür! Bilgiyle bilgisizlik arasındaki o anlam­sız ayrım kalktı! Artık herkes her şeyi biliyor. Artık herkes kendini şehvetle seviyor. Kaldıysa bir huzursuzluk, o da bil­meyenlerin bilenleri küçümsemesinden başka bir şey değil! Herkes bilgi zehirlenmesinden ölecek! İki söz arasında kir-çapak, aksırık-tıksırık, toz-pas gibi sesler duyulsa da, herkesin siyasetten iklime, aşktan ölüme, hukuktan petrole, karıncalar­ dan kutuplara... büyük düşünceleri var! Hatta şiir, müzik, re­sim... bilmek ne, hepsine kendi yüksek seviyelerinden sözler, sesler, renkler ekliyorlar. Öyle yüce gönüllü ki herkes, kimse dehasını esirgemiyor. (...)
Sayfa 59 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Buradan, yalnızca sevgi olan bir sevgi doğar mı hiç, heves doğar mı, özgürlük arzusu doğar mı, güzellik dünya­mıza yürür mü, bir başkası bize sevinç verebilir mi...
Sayfa 57 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Daha Ne Olsun...
Zaman değil, bir sonsuz hüzün, dedim, usulca doğrularak. Yazarken, yaşarken... bir çınlama, bir ân, beşinci mevsim, on üçüncü ay, sekizinci gün. Belki de bir yetinmeme ruhu. Giz­ li bir geçicilik acısı. İçimizde dışımızda bir boşluk. Geçer ve yoktur. Her şey yabancıdır artık. Hem acı hem arzu, hem ha­yal hem hatıra, hem unutuş hem kırbaçlı bir bellek. Eşyalar, ağaçlar, kuşlar, dağ başları, lambalar, ay ışığı, ırmaklar, sesler, parmaklar, çocuklar... gövdemizde çiçeklenen ne varsa, kal­bimizde yaprak dökmektedir aynı anda. Zaman hüzündür(...)
Sayfa 52 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Dünyanın bütün pence­relerini açıp bağırmıştım bir gün, hatırlar mısın: bu dünyada ölümden büyük zaman, ölümden büyük günah yok! Sonra çaresizce susmuştum: 'insan yaşıyorken özgürdür, insan yaşıyor­ken özgürdür.' İki damla yaş, düşer hâlâ yüzüme...
Sayfa 50 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
«Önce kendine, sonra başkalarına» ilkesi ilk bakışta bencilce bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ne var ki, bir insan ancak kendisine verebildiğinde diğer insanlara da «gerçek anlamda» verecek şeyi olur.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Şimdi dünya herkesten yapılmış bir gönül yorgunluğu. Şimdi dünya soğuk. İnsan büyüdükçe bir bir ayrılıyormuş sevdiklerinden. İnsan güzellikten önce korkuyu görüyormuş. Şimdi dünya eşiklerde bir salkım gözyaşı. Kimse odalara sığ­mıyor. Yollar bir yalnızlık ıslığı. Herkes topuklarında bir to­murcuk arzuyla uyuyor. Şimdi dünya başsız sonsuz bir alın çizgisi. İçinde bütün kadınlardan bir anne. İçinde bütün baba­lar sigara dumanı. Sen bir basma entarisin ki gittiğin her yer eteklerinde çiçekleniyor. Gülmüyorsun da gökyüzü yıldızla­rını döküyor üstümüze. Kömür kokularını sevdiğim kadın, sen ne zaman büyüdün. Ne zaman bütün şarkıların kederi ol­dun. O yoksulluk içinde bizi ne zaman doğurdun. Nasıl sev­din bu kadar yalan insanı. Köpükler, gamzeler, menevişler... ölümü nerende sakladın. Şimdi dünya evlerde bir ayrılık ayini.
Sayfa 44 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Yazık, dünyanın ortasında elindeki özür cümlesiyle kalakalan yoldaşımıza, yazık, kendini bile sevmeyi bilmeyen bize...
Sayfa 39 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Şimdi hepimizin Kilitlerden perdelerden bir yuvası var Kentlerden bir korunak kurduk Lambalarımız korkuyla ışıyor Hepimiz hepimizin zalimi ve mazlumuyuz Anne, baba ve çocuklardan Bir büyük paydada Vicdanımız eşyalarımızdan rahat Boynumuzda başka hayatların ölü fotoğrafları Eşiklerimizde sevgisiz şarkılar Dönüyoruz dünya diye kendi gövdemizi...
Sayfa 33 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Sonra sabah olur Evlerden çıkarız Herkesten yapılmış binlerce herkes Birden korkarız Yalnızlığımız ortada bırakmıştır bizi Bu kadar insanı nasıl severiz! Önümüzde her hayalden bir hareli yol Alın çizgilerimizde çeki taşı bir gelecek İlk sokakta kayboluruz. Her yer başka tanrıların gökyüzü Her söz bir bulantı cümlesi ağzımızda Boğuluruz.
Sayfa 32 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
4.201 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.