Gönül

Gönül
@Matgnl44
Peronlarda bulunan sarı çizgiyi geçmeyen ve her ne sebeple olursa olsun Ray Hattına inmeyen// Duygusallığı diz boyu ikizler burcu.. // Hayır demesini bilmeyen ve daima gülen biri️
Mutluluk, verdiği zannedilen şeyi, satar. ... İnsan ne bir element, ne de saf bir bireydir, o daha çok: "Gökleri anımsayan düşmüş bir tanrıdır." Lamartine ... Anlaşılamadım ve dünyaya tat veremedim. Böylece güçlüklere alışmak için büzüldüm. Dünyaya karşı katılaşmaya ve içimden geçen şeyden vazgeçmeye çalıştım. ... Gururun kolay yaralanabilen yerindir; belki de bu senin putundur. ... Dürüst insan, incindiği zaman uzaklaşır ve hiçbir şey söylemez. ... Gün, ay, yıl erteleyerek kaybedilir, Ve çocuk bir gün ak saçlarla uyanır ... Rüzgara kapılıp giden kişi, yüksek ilkelere kendini yönlendirmeyen kişi, ideali, inanışı olmayan kişi, sadece dünya mobilyasının bir parçasıdır, hareketli bir özne olmayıp sessiz nesnesir, bir ses değil bir yankıdır. ... Ruhumu ancak saygıya ve aşka açıyorum ve ben, kim olursa olsun kurnazlık veya güç tarafından ne kazıklanmak, ne de saldırıya uğramak istemiyorum. ... Acı çekerken insana değil Tanrı'ya teslim olursunuz ve bu da ne onur kırıcı, ne de acı vericidir. ... Din her şeyden önce bir eğilim, bir gereksinim, bir susuzluk, tapınmaya bir eğilim, bir ermişlik gereksinimi, bir sonsuzluk susuzluğudur. ... Yalnızlığımı nerede gezdireceğimi bilemiyorum.
Reklam
"Ah, keşke bir deprem olsaydı! Tam bir sarsıntı... Ve bu iş biterdi. Ölüler, diriler sayılır ve oyun biterdi. Ama şu domuz hastalık! Hastalığa yakalanmamış olanlar bile onu içlerinde taşıyorlar."
" Gazeteler ve yetkililer ve aya kurnazlık etmeye çalışıyorlar. Yüz otuz birin, dokuz yüz ondan daha az ufak sayı olmasıyla vebanın puanını düşüreceklerini sanıyorlar."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Eğer bugün, veba sizi ilgilendiriyorsa, bunun nedeni düşünme zamanının gelmiş olmasıdır. Dürüst insanların bundan korkmasın gerek yok, ancak kötüler titremekte haklı. Evrenin uçsuz bucaksız ambarında, karşı çıkılması olanaksız bu felaket, saman tohumundan ayırıncıya kadar insanlık buğdayın dövüp duracak. Saman tohumundan çok; kurtulanlardan çok aramızdan ayrılanlar olacak ve bu felaketi Tanrı istemedi. Uzun zamandır, dünya kötülükle uzlaştı, uzun zamandır Tanrı'nın bağışlayıcılığına güvendi. Biraz pişmanlık yetiyordu, her şeye izin vardı. Ve pişmanlık konusunda herkes kendini güçlü hissediyordu. Zamanı gelince nasıl olsa pişmanlık duyulacaktı. O zamana kadar, en kolayı kendini sıkıntıya sokmamaktı, gerisini Tanrı'nın bağışlayacılığı hallederdi nasılsa. Ama işte, bu böyle sürmeyecekti. Uzun süredir bu kent halkına acıyan bakışını çevirmiş olan Tanrı beklemekten bıkarak, sonsuz umudunun boşa çıkmasıyla hayal kırıklığına uğrayarak, bakışını başka yana çevirdi. İşte şimdi, Tanrı'nın ışığından yoksun bir halde vebanın cehenneminde uzun süre kalacağız. "( Albert Camus/Veba syf 100)
Okuma vakti, sevme vakti gibi yaşama vaktini genişletir. ... Sevmek, nihayetinde, tercih ettiğimiz şeyleri tercih ettiğimiz birilerine bağışlamaktır. Ve bu paylaşmalar hürriyetimizin görünmez kalesini kalabalıklaştırırlar. İçimizde sürekli olarak kitaplar ve dostlar bulunur.
Reklam
Reklam
93 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.