Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerine zulmeden, emeklerini sömüren çiftlik sahibini domuzların planıyla devirip, yönetimi ele geçirirler. Amaç; eşit ve daha iyi koşullarda yaşayabilmektir. Başta her şey iyi gider. Her hayvan gücünün yettiği kadar çalışır, güçsüz ve zayıflar korunur. Zamanla domuzlar yeni yasalar koyar ve üstünlüğü ele geçirirler. Sözde bunları onların iyilikleri için yaptıklarını söylerler. Eşit bir hayat için başkaldırmış olan hayvanlar için bir şey değişmez. Domuzlar yönetici, diğer hayvanlar yine işçi muamelesi görür.
Hayvan Çiftliği sosyalizme, Stalin Dönemi' ne ve çarlık devrimine yapılmış bir eleştiridir. Ama aynı zamanda bugünü ve bugünün sistemini de tahmin edip eleştirmiş gibi. Orwell yine öngörüsünü konuşturmuş. Diktatör yönetimi, kokuşmuş düzeni, eşitsizliği, adaletsizliği,ayrımcılığı,sömürüyü net bir şekilde görüyorsunuz kitapta. Yazar öyle başarılı betimlemeler yapmışki kendiniz yaşıyor ve kahramanların hayvanlar olduğunu unutuyorsunuz. Tıpkı günümüzdeki gibi kitapta da körü körüne mutlak bir inançla, sorgusuz sualsiz biat eden koyunlar okuyucuyu çıldırtıyor. Domuzların adaletsizliği, emek hırsızlığıysa iki kat çıldırtıyor.