"Sana dokunmak yıllardır ruhumu kirleten herkesten arınmak gibiydi. Herkese ve her şeye dokunmak beni kirletiyorsa sana dokunmak temizlenmek gibiydi Eylül. İnan bana, neden böyle hissettiğimi bilmiyorum. Bu hisse yabancıyım..."
...
"Bu da ne böyle?" deyivermişti küçük geyik ateşi gördüğü ilk an heyecan içinde. Annesi hüzünle gülümsemiş ve "Ateş..." diye cevaplamıştı, sonra devam etmişti anlatmaya:
"Isıtan, aydınlatan ve yakan..." Son kelimeyi duymak ürkütmüştü küçük geyiği. Meraklı gözlerle annesinin gözlerine bakmıştı.
"Hem ısıtıyor, hem aydınlatıyor, hem de yakıyor. Bir şey hem böylesine iyi hem de böylesine kötü olabilir mi anne?" Annesi dolu gözlerle ateşi izlemeye devam ederken başını sallamıştı.
"Dünyadaki her şey böyledir, seni ısıttığını sandığın her şey her an senin yangınına dönüşebilir..."