Maviyane

Maviyane
@Maviyane
Her ayrılık bir azap demek değildi. Ancak her ayrılık bir hasret demekti ve her hasret vuslata hasretti. Her ayrılığın nihayeti hasretti ancak her hasretin nihayeti vuslat değildi.
Reklam
İslam'ın hakimiyet yolu, nefislerine hakim olan Mü'minlerle açılacaktır.
Mâsivâ'ya dalan insanlığın kurtuluş yürüyüşü olan Mâvera yolculuğu ,küfürle cihadı, nefisle cihattan ayırmadığımız gün başlayacak...

Reader Follow Recommendations

See All
Sır, ancak perdenin önünde durmayı göze alana aşikârmış. Ama kalbin sırrıyla süveydası arasındaki yol ne kadar da kısaymış. Süveyda, üzerinde günahların biriktiği kapkara bir noktaymış. Esvedeyn olmuyormuş kalbimin üzerinde; iki kara. Ama kalbin süveydası varmış ve o da kara anlamındaymış. Niyet, sevaba götürdüğü gibi günaha da açılan kapıymış. İnsan ikisinin arasında hem malûm hem meçhulmüş.
Çile, dünya sınavının en bildik ve değişmeyen uygulamalı sorusu olurken, iman soyut bir kavramdan öte, hayata yansıyan bir hal olmuş.
Reklam
Hayaller denizi düşlerken, bakışlar uzaklarda görülecek bir maviliğin düşüne düşmüş.
Duygular yalnızlığı severdi. Sıkıntı ne kadar paylaşılmak istense de, ancak insanın kendi içinde Her duygunun huzursuzluğu kendi halinde dinginliği bulunca giderdi. Hepsinin kişiye söyleyecekleri vardı. Duygular dile gelemediği zaman huzursuz ederdi. Duygunun sesinin işitilmesi, söylemek istediklerinin anlaşılması için içe dönük bir ruhun yalnızlığı gerekirdi. Yalnızlık duyguların kelamıydı. Yalnızlıkta dili çözülürdü hislerin. Onları iyi dinlemek gerekti. İşitilmedikleri zaman insanı huzursuz ederlerdi. Neydi bunlar? Ne hassas şeylerdi. Ne kırılgandılar, ne de çok söyleyecekleri vardı bize. Her hissimiz, Rabbimizden bize uzanan, O'nunla konuşma yollarımızdı. O'ndan gelenin kelamı da elbet sınırsız olurdu.
Hasret hep iç çektirirdi. Hele de mazi. Geçmiş zaten hasret demek değil miydi?
Biz dost olalım diyoruz, dosta hep sıkıntı vermeyi düşünerek. Dost bizim sıkıntımızı çeksin diyoruz. Dostun mihnetini istemiyoruz. Oysa dostun mihnetini çektiğimiz kadar dostuz.
Gerçek dostluk araya hiçbir dostu koymamaktır. Gerçek dostluk, dost ne yaparsa yapsın hakkında su-i zanda bulunmamaktır. Gerçek dostluk, dostun sırrını hiç bir dostla paylaşmamaktır...
Reklam
An'dan kurtulmanın en kolay yolu maziye kaçmaktı. Öyle yaptı...
Dostla düşmanın arası hep ateşle ayrılırdı. Değil mi ki kötü duygular da kalbin ateşiydi. Bir ateş yandı düşmanlık üzerine... Ateş yandıkça yandı, kızdıkça kızdı. Dostların kalbi yanarken düşmanlar sevinçten bayram yaptı.
Hüzün birlik sırrıydı. Bölünmezdi ki, paylaşılsın. Onun için Allah sevdiği kullarının kalbine birliğinin yansıması hüznü atardı önce. Hüzne tutunan insanlar, kullukta adım adım yol alırdı.
Derdine dokunmuştu, ama devayı taşıyamamıştı...
Her vuslattan sonra bir firkati yaşardım. Belli ki ayrılığın kapısındaydım. Sabır tüm kapıların başıydı. Sabra yaslandım
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.