İşte böyle anlatıyordu ve ağacın aynı şekilde bizde de doğması için ağaça uzun süre bakmamız gerektiğini biliyorduk.Ve yüreğinde bu dal,yaprak ve kuşlardan oluşan kütleyi taşıyanı herkes kıskanıyordu.
sana ödünç verilen zamanın sınırlılığının,onu zihninin sislerini dağıtmak için kullanmadıkça, bu sınırlı zamanın yok olup gideceğinin,seninde yok olup gideceğinin ve ozamanın bir daha eline geçmeyeceğinin bilincine varmanın vakti geldi,geçiyor.
Gerçek mutluluk, yavaş yavaş,azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır.Mutluluk birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.