"Ah, Meryem co."
Gelip kızın yanına oturdu, yüzünü ellerinin arasına
aldı. “Durma, ağla yavrum. Doyasıya ağla.
Utanılacak bir şey yok bunda.Ama kızım,
Kuran'ın dediklerini de hiç unutma: 'Ne mutlu ki ona, Yaradanın ahretine göçene; her şeye gücü yeten, ölümü ve yaşamı yaratan, seni onlarla sınayan Rabbin yanına.' Kuran gerçeği söyler, kızım. Bize reva gördüğü her imtihanın,her üzüntünün gerisinde, mutlaka bir nedeni vardır Tanrı'nın."
Bir gün yatağınızdan kalktığınızda güneşin doğmadığını her yerin zifiri karanlık olduğunu etrafta kimseciklerin olmadığını düşünün, ne ses, ne bir nefes, her şey sükuta ermiş sadece kendi nefesinizin sesi...
Gittikçe hızla çarpan kalbinizin ritmi bozuk atışlarını hissederek dışarı çıkmaya çalışıyorsunuz, kapı yok, el yordamı ile duvarları yokluyorsunuz ne pencere ne kapı...
Kabus gibi, paniklememeye çalışıyorsunuz, rüya mı gerçek mi diye etinize sıkı bir cimdik atıyorsunuz.
Evet her şeyi hissediyorsunuz, aklınız ve hafızanız yerinde, karanlık gittikçe koyulaşıyor.
Bismillahirrahmanirrahim....
Bedene bağlı ruh, bedene ne ile bağlı?
Küçücük bir mikroba yenik düştüğüne göre pamuk ipliğiyle mi?
Hayır!..
Dev molozların altından,ezilen arabaların altından sapsağlam çıktığına göre,
kalın halatlarla mı?
Hayır!...
O mutlak kudretli olanın dilemesine,
ol (kün) demesine bağlı...
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki çok sarsıcı bir roman,kitap bir çırpıda okuyabileceğiniz kadar akıcı ne yazık ki sonu güzel bitmiyor ama anlam veremediğim noktalar var...
Mesela abisi neden yardım etmedi veya sessiz kaldı ?
Bir anne nasıl bu kadar kalpsiz olabilir ?
Öğretmenin anlattığı rapor aldığı onca şeye rağmen nasıl hiçbir şey yapılmaz ?
Bunları düşününce insan cidden işin içinden çıkamıyor ama bildiğim birşey varsa eğer okuduğunuz romanın etkisinde kalıyorsanız bence bu kitabı okumayın...
Bazen fazla şey bildiğini düşünmek tehlikeli olabiliyor, ne de olsa kim bir diğerini tam olarak tanıyabilir ki? Yüzeyi kazıyabilirsin ama asla ruhuna ulaşamazsın.