"Yıllar boyunca bütün filmler, şarkılar ve diziler, bizi yağ tenekesinde ateş yakan, kesik parmaklı yün eldiven giyen, koca sakallı sokak bilgelerinin varlığına inandırdı. Bak oğul, bak evlat diye başlayan safsataları, içi boş lakırdıları, bar filozoflarını, feleğin çemberinden geçmiş babacan dayıları izleyip durduk. Şaka maka fena
Ömür İklim Demir öykülerini neden sevemediğimi çok güzel anlatmışsınız. Biliyorsunuz "beğenmeyenleri" taşladıkları bir yerde yaşıyoruz. Bir öyküye ya da kitaba "kötü bu, olmamış" demek neredeyse vatan hainliği 😂 ama o metinlerarasılıklar 😂 herkesin aynı şeyleri yazdığı, meselesiz, pornografik derecede nostaljik ve fikirsiz şeyleri okumaktan sıtkımız sıyrıldı. Açar Onat Kutlar okurum evet, seni neden okuyayım ?
Kendi anlayışının sınırlı olabileceğinin farkına bile varmadan, başkalarını kendisinin anlamadığı şeyler yapmalarından dolayı patolojikleştirir. İnsanların çıkarlarını gözeterek hareket etmeleri gerektiğini düşünür ve onların çıkarlarını bilir, özellikle de "taşralı" ya da Brexit lehine oy kullanmış olan İngilizcesi bozuk sınıftan iseler. Ayaktakımı kendilerine anlamlı gelen, ama ona öyle gelmeyen bir şey yaptığında EAB onları " eğitimsizlikle" suçlar. Bizim genel olarak siyasi sürece katılım diye adlandırdığımız şeyi iki ayrı terimle adlandırır: EAB' ye uygun olduğunda 'demokrasi ' , ayaktakımı EAB ' bin tercihlerine aykırı bir şekilde oy kullanma cesaretini gösterdiğinde ise "popülizm"
Sayfa 167 - EAB: Entelektüel Ama BudalaKitabı okudu
Deleuze'ün vurguladığı gibi sinemanın büyük "düşünürleri" var ve bu düşünürler felsefecilerden farklı olarak "kavramlarla" değil , imajlarla düşünürler.