Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
visal.kitap
visal.kitap
@Mehtappppppp
Gazi üniversitesi
Okul Öncesi Öğretmenliği
Lisans
İstanbul
Yozgat
24 reader point
Joined on January 2020
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
DOĞU EKSPRESİNDE CİNAYET - AGATHA CHRİSTİE
Merhabalar
Birbirini hiç tanımayan bir grup insan ve sıradan bir yolculuk geçireceğini düşünen dedektif Poirot tren yolculuğuna çıkar. Hava şartlarının kötüye gitmesi sonucu tren yolda kalır. Bütün yolcuların kontrolleri yapılır fakat Amerikalı yolcu yatakta ölü bulunur. Cinayeti incelemeye başlayan dedektif Amerikalı yolcuyu kimin öldürdüğünü bulmaya çalışır.
Agatha Christie Doğu Ekspresinde Cinayet adlı kitabını İstanbul’da Pera Palace Otel’de yazmış. Bu durumun tesirinde kalarak kitabında yer yer İstanbul’u öven ve yeren cümlelere yer vermiş.
Agatha Christie’nin okuduğum ikinci kitabıydı ve sık sık kendisine okuma listemde yer vermeyi düşünüyorum. İlk okuduğum “On Kişiydiler” kitabına göre daha ustaca kurulmuş bir olay örgüsü gördüm. Kitap gayet akıcı kısa sürede okuyabilirsiniz. Sadece iki kitabın birbiriyle benzerlikleri olduğunu düşünüyorum. İlk kitapta on kişiyi bir adaya hapsedip cinayetleri işleyenin kim olduğunu çözmeye çalışıyorlardı. Bu kitapta bir grup insanı trende mahsur bırakarak cinayeti kimin işlediğini bulmaya çalışıyor. Bütün kitapları buna benzer bir yapıda mı onu merak ettiğim için üçüncü kitabımı sipariş bile verdim.
GÖLGE İZ BIRAKMAZ - JEAN-LUC BANNALEC
Merhabalar bu sefer Fransız edebiyatından bir polisiye kitabıyla geldim Bir otel, iki cinayet, üç tablo… Fransa’nın doğal güzellikleriyle meşhur huzur dolu bir sahil köyünde işlenen bir cinayet gündeme bomba gibi düşer. Bol turist alan bu köye üç yıl önce gelen komiser Dupin’in kendine has yöntemleriyle çözüme ulaştırdığı cinayet.
Fransız edebiyatından okuduğum ilk polisiye kitabı olmadığı için çok etkilenemedim. Hatta kendi adıma en yavaş ilerleyen polisiye kitapları arasında yer aldığını söyleyebilirim. Yazar, kitapta çok fazla yer-konum betimlemelerine yer vermiş. Bu durum istemeden de olsa okurken hikayeden kopmanıza sebep oluyor. Kitapta en hoşuma giden detay ise hikayenin aynı mekanda başlayıp aynı mekanda bitmesi oldu.
Gölge İz Bırakmaz yazarın ve serinin ilk kitabıymış. Ayrıca Bannalec çok sevilen yazarlar arasında yer alıyormuş. Kitaplarına şans vermek isteyenlere iyi okumalar
BİN GEMİ - NATALIE HAYNES
Truva Savaşı’nı anlatan belki bir sürü kitapla karşılaşırız. Genel itibariyle bir kadın yüzünden başladığı dile getirilir. Yunan mitolojisinde, Truvalı Paris’in Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’i kaçırması sonucunda Yunanların Anadolu’daki Truva kentine saldırmasını konu alan savaştır. Kısacası bir kadın uğruna bin gemi toplayarak Troya halkına savaş açan Grekler.
Bir savaşı anlatmanın öyle çok yolu var ki: Bütün bir çatışma tek bir olay üzerinden özetlenebilir. Örneğin Menelaos’un karısını kaçıran Paris’in davranışına öfkesi. Savaşın tamamı, toplamda geçen on yıl sadece tek sebep olarak gösterilip buna damıtılabilir. Ama bu erkeklerin olduğu kadar kadınlarında savaşı ve yazar kadınların acılarına bakacak. Hikayenin kıyısına köşesine sürgün edilmiş, erkeklerin kurbanı, erkeklerin elinde hayatta kalan, erkeklerin kölesi haline gelmiş veya erkeklerin ardında bıraktığı gözü yaşlı kadınların acısını anlatmış.
Akılda kalıcı kitaplar arasında olduğunu düşünüyorum. Yunan mitolojisinden bahsettiği ve bir sürü isme yer verdiği için yazar bu karışıklığın önüne geçmek için kitabın ilk sayfalarında isimlere ve bunların kim olduğuna yer vererek açıklamış. Ben okurken hatırlayamadığım isim olduğunda en başa dönüp bu kimdi acaba diye baktım ve bu yönüyle çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Mitoloji okumakta zorlanan ama okumak isteyen herkesin sevebileceği bir kitap olmuş.
Reader Follow Recommendations
Stefan Zweig - Mürebbiye
Modern klasiklerimizden olan “Mürebbiye” kitapta ilk sırada yer verilen öyküdür. Kitabımız toplamda dört öyküden oluşmaktadır. Genel itibariyle akıcı ve bir solukta okuyabileceğimiz bir kitap olmuş. Sadece son hikaye olan “Kadın ve Yeryüzü” diğerlerine nazaran betimleme fazlalığından kaynaklı akıcılığında bir aksama olduğunu düşünüyorum.
“Mürebbiye” öyküsünde iki çocuğun yaşama dair gözlemleri yer alıyor. Hayatın acı gerçekleri ve ya yalanlara maruz kalan çocukların nasıl tepki gösterdiğini işlemiş. Duygusal durumların çocuklarda yaratmış olduğu hezeyan ve değişimlerine şahit oluyoruz.
Kitap isimleri ve ya içindeki öyküler ne kadar değişirse değişsin Stefan Zweıg her zaman olduğu gibi bizi bir başımıza bıraktığında derin düşüncelere sürüklüyor. Öykülerini kısa kesmesinin ve ya bazen herhangi bir sonuca bağlamamasının sebebinide kendimce şu sonuca bağladım: Hangi olaya hangi açıdan bakarsan bak her zaman olması gereken bir şekilde yolunu bularak kaçınılmaz sonu yaşatır. Bu düzensiz, adaletsiz dünyada kendi yaralarımıza bile sürecek merhem bulamayız. Başkasının acısına ne kadar üzülürsek üzülelim hayat telaşı ve kargaşası bir şekilde bizide yutar. Kendimize geldiğimizde o an her ne yapmamız gerekiyorsa onu yaparız. Bence mutlu son ve ya mutsuz son diye bir şey yoktur. Yaşanması gereken vardır ve devam eden süreçte neyin doğru neyin yanlış neyin iyi ve ya kötü olduğunu anlamak çok zordur.
Okurken belki büyük bir merak duymayacaksınız ve ya heyecanlanmayacaksınız fakat her öyküden kendinizce bir öğreti çıkaracağınızı düşünüyorum. Keyifli okumalar
Yüzüklerin Efendisi İki Kule
Orta Dünya’ya yolculukta okuduğum üçüncü kitap, yüzük serisinin ise ikinci kitabı olan “İki Kule” ile bu büyülü maceraya devam ediyoruz. Öncelikle birinci kitapta oluşan yüzük kardeşliği grubun yollarının ayrılmasıyla üçe bölünüyor. Kitapta herkes bölüm bölüm anlatılıyor. Örneğin Frodo ve Sam’den bahsedecekse bir bölüm boyunca diğer kahramanlardan
Yüzüklerin Efendisi (Yüzük Kardeşliği) - J.R.R Tolkıen
Yüzüklerin Efendisi(Yüzük Kardeşliği) bir fantastik edebiyat üçlemesinin ilk kısmıdır. Yeni bir maceranın ilk safhası da diyebiliriz. Tolkien’in yaratmış olduğu kocaman bir evrenden oluşan kitaplar bana farklı bir dünyanın gerçekten sadece onun hayal dünyası olmadığını düşündürüyor. Benim gibi izlemeden önce okuyan biriyseniz özellikle mekan betimlemeleri tamamen sizin hayal dünyanızla şekilleniyorsa etkisi bir o kadar daha fazla olacaktir. Fantastik bir kült eser olduğuna şaşırmamak lazım.
Okurken mekan ve isimler karışık gelebilir çok normal fakat bu okumanıza bir engel teşkil etmiyor. Özellikle öncesinde Hobbit’i okuduysanız isimlerini tam anlamıyla bilmesenizde nereden bahsettiğini keşfetmeye başlıyorsunuz ve aşırı heyecanlı geliyor. Böyle bir dünyaya girmek isteyen herkesin en güzel okuma deneyimlerinden biri olacağını düşünüyorum.
Şu ana kadar en titiz yazar olduğunu düşündüğüm Tolkien olabilir. Çünkü bu kadar kültürün tüm öğelerini içine alan başka bir yapıtla karşılaşacağımdan emin değilim. Olay kısmında kitap durağan gitmiyor fakat bitirdiğinizde asıl hikayenin bundan sonra başladığının farkında oluyorsunuz.
Gece Yarısı Kütüphanesi - Matt Haıg
-Hayatta hiçbir tercihinden mutlu olmayan, kendine olan güvenini yitirmiş, ona inanan herkesi yarı yolda bırakmış bir kadının pişmanlıklarıyla dolu bir hayatı okuyoruz. Sonra kitabın gidişatı inanması çok güç olan bir şekilde ilerliyor. Okurken herkesin kendi aldığı kararları sorgulayacağı acaba şurda bu şekilde davransaydım ya da bunu değilde şu
Babalar ve Oğullar
-Kitabı okumaya başladığımda daha ilk on sayfada ayrı bir kitaplık olay yaşandı ve daha ne olabilir ki? Acaba kitap bundan sonrasında nasıl devam edecek? sorusunu düşünmeye başladım. Bazı kitaplar vardır giriş bölümü 100 sayfa sürer bazılarıysa bir anda sizi içine alır. Babalar ve oğullar kitabına başladığınızda bir anda kendinizi bütün olayların
