Melek Aslı Cengiz

“Kimseyi yargılamak konusunda acele etmek istemem; ama düşündüğümü de her zaman söylerim.” Biliyorum söylersin; tuhaf olan da bu zaten. Senin sağduyuna sahip olup başkalarının aptallıklarına, saçmalıklarına karşı böyle içtenlikle kör olmak! Samimiyet numarası yapmak yeterince yaygın… her yerde görüyorsun. Ama gösterişsiz, plansız şekilde içten olmak… herkesin karakterinin iyi yanını alıp daha da iyi yapmak ve kötü yanından bahsetmemek… sadece sana has.
Reklam
Aşk şüphesiz mutluluk getirir. Ama unutulmamalıdır ki sıkıntı da getirir. Aşk dediğin bir tutkudur, zamanın sildiği bir tutku. İlk günkü gibi kalanı, devam edeni çok azdır. Devam eden aşk bir piyango gibidir, nadir insanlara isabet eder.
Hata yapmamak konusuna gelirsek… Bu da esasında muhakemeyi, muhasebeyi iyi yapmamaktan; fedâkarlığı göze almamaktan kaynakları. Demek ki bu, temelde bir cesaret eksikliğidir. Yeni bir konu değil. Romalı şair Horatius’ un lafıdır: In vitium ducit culpae fuga. Kusurdan kaçarken daha büyük bir kusura düşüldüğüne dikkat çeker. Demek ki öteden beri sorun teşkil ediyor bu mesele. Çaresi de cesur olmaktır ama cesur olmanın korkmayı da bilmek olduğunu akıldan çıkarmadan.

Reader Follow Recommendations

See All
Kimse geçen yılları geri getirmeyecek, kimse seni onarıp eski kendin olman sağlamayacak. Yaşam başladığı yolu izleyecek ve bu rotada ne geriye akacak ne de duracak. Hiçbir kargaşaya yol açmayacak, çabucak akıp gidişi hiç dikkat çekmeyecek. Sessizce süzülecek. Ne bir kralın buyruğu ne de onun halkının yaygarasından ötürü kendini uzatacak; ilk günden başladığı gibi yolunda sapmadan ve gecikmeden ilerleyecek. Peki ya sonuç? Yaşam hızla geçerken işin başından aşkındı; bütün bu süre içinde ölüm kendini perdenin ardından gösteriyor, beğen ya da beğenme, ona zaman bulmak zorundasın.
Bana inanın, bir parça zamanın bile kendinden alınmasına izin vermemek yüce bir kişiliği gösterir ve birinin insanca zayıflığını aşmasıdır. Bu nedenle, böyle biri tüm zamanını kendine ayırdığı için yaşamı son kertede uzundur; yaşamında sürülmüş ama ekilmeden bırakılmış hiçbir yer yoktur ve onun hiçbiri parçası başkasının denetiminde değildir; çünkü kendi zamanının bekçisi olarak, uğruna takas edilecek zamanından daha değerli bir şey olmadığını fark etmiştir.
Reklam
Yine de yüksek insan kimi zaman, yüzünde küçümser bir anlatımla bile olsa, kim olursan ol, sana bakmaya gönül indirir; söyleyeceklerini dinlemeye razı olmuş, yanında yürümene izin vermiştir. Oysa sen, sen hiçbir zaman kendini dinlemeye ya da bakmaya uygun görmedin. Dolayısıyla bu övgülerine bir dönüş beklemek için sebebin yok, çünkü bu övgüleri bir başkasının arkadaşlığını istediğinden değil , kendi kendinle iletişim kurmayı beceremediğin için sundun.
İnsan bir garip hayvandır ki, her şeye alışır, her alışmadığı şeyden korkar. Hatta bazen o kadar korkar ki, ölümü, dünyada en geçici şeylerden biri olan konforundan ayrılmayı tercih eder. (Büyük ihtimalle, ölüm korkusunun insan türünün hepsinde ortak ortak olması da da ölüm bir şahsa bir kere geldiği için anlaşılması imkânsız olduğundandır.)
İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Sayfa 249Kitabı okudu
İnsanların en zayıf tarafları,sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.
Sayfa 200Kitabı okudu