Beyza

Beyza
@Melodistan
Beni hemen anlamalısın çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz; yaşarken anlaşılmaya mecburum.
İnsan, birini sevmek felaketine uğradı mı, esir gibi bir şey oluyor.
Reklam
Ne güzel türküler yakarmış eskiler! Her türkü tek başına bir tarih sanki. Öyle içten, öyle canlı ki insan türküyü yakanları, söyleyenleri; karşısında, yanıbaşında görür gibi görüyor. Onlar gibi yaşamak, onların acılarına ortak olmak, onlar gibi sevmek istiyor. Daha yakından tanımak istiyor onları. O nesiller işte bu türkülerde, türkülerle yaşamaya devam ediyor.
Sayfa 187Kitabı okudu
Bana, "Yunus!" dedi, parmağını kalbimin üzerinde gezdirerek, "Burası kalbinin en değerli yeridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta, yoğun bir damla kandan ibarettir. Adına 'süveyda' yahut 'sevda' derler. Siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim. Çünkü sevda, kara talih içinde, o kara kan damlasında büyür. Bütün tecelli denizleri, bütün aşk fırtınaları, işte o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa parçaları bütün vücuda dağılır. Aşk, işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa âşık artık ne yaptığını bilmez olur."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevgilinin gözünden akan bir damla, bir erkek için ya hazinedir ya da hazineyle tartılır. Çaresizlik yollarınızı bağladıysa o damlayı görseniz de içinizi acıtır, görmeseniz de... Elim Sitare'nin saçları arasında dolanırken kaç kere kaç kere parmağımı uzatıp o damlayı silmek istediysem de her seferinde bundan vazgeçtim, derdimi içime attım. Bilmek, çare olmayı gerektirirdi ve o günlerde benim çarelerim tükenmişti.
Acının birine üzülemeden diğeri geliyordu Molla Kasım. Yeni bir acıya ah edecek olsak içimizdeki eski bir ah ağzımızdan çıkıp ona yer açıyordu. Her gelen dert bir öncekini unutturuyor, her acı diğerini bastırıyordu.
Reklam
Reklam
125 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.