Irem

Kimi sevsem sensin / hayret sevgin hepsini nasıl değiştiriyor gözleri maviyken yaprak yeşili senin sesinle konuşuyor elbet yarım bakışları o kadar tehlikeli senin sigaranı senin gibi içiyor kimi sevsem sensin / hayret senden nedense vazgeçilemiyor her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet sarışın başladığım esmer bitiyor anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli dudakları keskin kırmızı jilet bir belâya çattık / nasıl bitirmeli gitar kımıldadı mı zaman deliniyor kimi sevsem sensin / hayret kapıların kapalı girilemiyor kimi sevsem sensin / senden ibaret hepsini senin adınla çağırıyorum arkamdan şımarık gülüşüyorlar getirdikleri yağmur / sende unuttuğum hani o sımsıcak iri çekirdekli senin gibi vahşi öpüşüyorlar kimi sevsem sensin / hayret in misin cin misin anlamıyorum
Reklam
- Neden ağlıyorsun? - Üzgünüm. -Peki neden üzgünsün? -Bilmiyorum ve neden üzgün olduğumu bilmemek beni daha da çok üzüyor. Sonra ağlamaya başladı. Alma hiçbir şey söylemedi. Ne söyleyeceğini bilemiyordu. Söylecek bir şeyi olsa bile bunu nasıl söyleceğini bilemiyordu. Belki o da çok üzgündü. Neden üzgün olduğunu, ne zamandır üzgün olduğunu, ne zamana kadar üzgün olacağını ya da üzgün olmamak için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Bu yüzden Alma da ağlamaya başladı.
9 ve 10. aylarda eşyaları tutma, yakalama ve kendine doğru çekmek için başka bir eşyayı araç olarak kullanma becerisini edinmiş olur. Zihinsel gelişimin aşamalarından birini çocuk, nesnelerin değişmezliğini keşfederek başarır. Önceleri nesne bebek için kendi görsel alanı içindeyken vardır; nesne ortadan kaldırılınca nesnenin yok olduğunu, artık var olmadığını düşünür. Bir yaşına geldiğindeyse artık nesnenin değişmezliği kavramını anlamaya başlar. Göz önünden kaldırılan bir nesneyi etrafına veya masanın altına bakarak arar.

Reader Follow Recommendations

See All
Basit bir şeyi yapmak için çok yetersiz ve beceriksiz olduğunuz yanılsamasını yaratarak kendinizi kurtarmaya çalışırsınız. Hareketsizliğinizi bu şekilde savunmanızdaki sorun şu ki gerçekten de, söylediğiniz şeye inanmaya başlayabilirsiniz! Eğer "yapamam" diye defalarca söylerseniz, bu hipnotik bir telkin haline gelir ve bir süre sonra, hiçbir şey yapamayan felçli, yetersiz biri olduğunuza gerçekten ikna olursunuz. Tipik yapamam düşünceleri şunları içerir: "Yemek pişiremem", "İş yapamam", "Çalışamam", "Dikkatimi toparlayamam.", "Okuyamam", "Yataktan çıkamam" ve "Evimi temizleyemem". Bu düşünceler yenik düşmenize neden olmakla kalmayıp sevdiklerinizle olan ilişkilerinizi de tatsızlaştırır; çünkü, onlar tüm bu "yapamam" ifadelerinizi sinir bozucu bir sızlanma olarak görürler. Sizin için bir şey yapmanın gerçekten olanaksız gözüktüğünü algılamayacaklardır. Sizi rahat bırakmayacaklar ve sizinle sinir bozucu bir güç mücadelesine gireceklerdir.
Sayfa 139
Her terapi seansı sonunda, gayretimle harekete geçerek, kendine yardım ödevlerini ne olursa olsun yapacağını söyleyerek muayenehanemden ayrılıyordu. Örneğin, bir hafta izolasyon duygusunu kırmak için küçük bir ilk adım olarak tanımadığı üç insana gülümsemeye ya da selam vermeye karar verdi. Fakat, sonraki hafta, muayenehaneme başı öne eğik ve
Sayfa 137
Reklam
Reklam