Sık sık kendi kendime sorarım ; ne yapıyorum ki ben ? Bu ülkeye ne faydam var ? Bu topluma ne faydam var ? Örneğin bir öğretmen direk bir öğrencinin hayatına dokunabilir ve bundan belki de iyilik anlamında tatmin olabilir . Fakat söz gelimi bir müşteri hizmetlerinde çalışan temsilciyi düşünelim... Kaç defa aradığımı benimde hatırlayamadığım kaç kez yardımcı olduğunu sayamadığım personeller ... Gerçekten durup ta ne kutsal bir meslek diyor muyuz? Veya bir banka personeli düşünelim banka daha çok kazansın diye daha çok kredi vermek isteyen işleyişe düzene yardımcı olan bir insan .. manevi tatmin alıyor muyuz ? Büyük bir sistemin içinde küçük birer parçalarız. Fakat insan buna razı mıdır?
Engin Gençtan çok güzel ifade etmiş yukarıda anlatmış olduğum çelişkiyi; ...günümüz çalışanıysa, sistemi oluşturan mozayiğin çok küçük bir parçası . Üstelik çoğu kez sistemin bütününden ya da sistem içerisindeki yerinden haberdar değil. Bireyin sistem içerisindeki yerini hiçe indirgeyen böylesi bir dünyanın insanda yarattığı kopukluk bazen davranış bozukluklarına neden olmaktadır. Aslında çağdaş toplumların en önemli ruh sağlığı sorunu da budur !
Sık sık kendimi, sen ne yapıyorsun diye sorarken buluyorum ? Sistemin içerisindeki yerimi sorgularken yani ... Ve öyle bir sistem ki sen gidince çabucak yerini doldurur. Varlığının bu kadar önemsiz olduğu bir dünya ... Yokluğunun bu kadar önemsiz olduğu bir dünya ...