Bu denli abartılmamış - ya da daha belirgin- çarpıtmalara insanlar arasında ilişkilerde rastlanır. Çoğu anne baba, çoğunun tepkilerini onun kendi duyguları, davranışları olarak görmek yerine, çocuğun söz dinlemesi, onlara mutluluk vermesi, onlar için övünç kaynağı olması şeklinde yorumlanamaz mı? Kaç koca, kendi annesine olan bağlılığı yüzünden karısından gelecek herhangi bir isteği, özgürlüğünü kısıtlayıcı bir istek ve karısını zorba bir kişi olarak görmez? Küçükken parlak bir şövalyenin hayali ile büyüyen kaç ev kadını kocasını duygusuz ve aptal bulmaz?
Sevgi ancak iki insan birbirlerine varlıklarının özünden bağlanır, her biri kendini varlığının özünden tutarsa gerçekleşir. İnsan gerçeğinin de canlılığının da sevgisinin temeli de işte bu " özden tanıma" deneyimidir.
Mutlu aile ortamında yetişen insanlar, başlarına gelen olayların çoğunluğunda mutlu olunacak bir yön bulurlar. Mutsuzluk içinde yetişmiş insanları mutlu edecek olayların sayısı ise yok denecek kadar azdır.