Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve

Eğer bir çocuk her şeye rağmen anne babanın iktidarını sarsabilirse sevgiden yoksun bırakılarak cezalandırılır. Bu durumda boyun eğmek zorundadır. Böylece kültürümüz için tipik olan bir temel yarılma ortaya çıkar: Bir yandan gerçek anlamda seven anne babayla bağlılık isteği, diğer yandan anne babaya duyulan nefret. Bu çelişkili duygular yan yana var olurlar ama bu yan yanalık hali bilinçle kavranmaz.
Reklam
Anne babalar, kendi yaralanmış kendilik değerlerini telafi etmek için böylesi bir her şeye muktedir olma duygusuna ihtiyaç duyduklarından çocukları karşısındaki iktidar pozisyonlarından vazgeçmek istemiyorlar. Bu süreç, insan oluş sürecinde temel bir hasara yol açıyor.
Düşmanlar bizi kendi yaralanmışlığımızı görmekten uzak tutarlar. İnsan başkalarını cezalandırabildiği, aşağılayabildiği, hatta yok edebildiği sürece kendi kendisiyle yüzleşmek zorunda kalmaz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer insan, acıyı zayıflık olarak algılamaya teşvik edildiği için kendi acısını yaşayamazsa, yaşamasına izin verilmezse, acıyı başka canlılarda arama ihtiyacı duyacaktır. Bu durumdaki insan kendi yadsınmış ve bastırılmış acısını ele geçirmek için başkalarını aşağılayacak, başkalarına işkence edecek ve hasar verecektir. Aynı zamanda kendi ruhsal hasarını gizlemek için de bu edimini inkâr edecektir.
Merve

Merve

, bir kitabı okumaya başladı
Empatinin Yitimi
Empatinin YitimiArno Gruen
8.9/10 · 313 okunma
Reklam
hayalim :)
"Peki, Bay Wonka sarayı yapmış mı, dedeciğim?" "Yapmış elbette. Hem de ne saray! Tam yüz odası varmış sarayın, her şey çikolatadanmış, sütlü, sade, nasıl istersen! Tuğlalar çikolatadan, çimentosu çikolatadan, pencereler, duvarlar, tavanlar çikolatadan, halılar, tablolar, koltuklar, masalar, karyolalar, her şey ama her şey tepeden tırnağa çikolatadan. Banyodaki muslukları açtın mı, sıcak çikolata akıyormuş.
Sayfa 25 - Can yayınlarıKitabı okuyor
192 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Hepimiz Narsistiz
Hepimiz NarsistizŞule Öncü
8.9/10 · 44 okunma
Kitaba ara vermeme sebep olan o soru
Gerçekten değersiz olduğun için mi sana değer verilmiyor, saygı gösterilmiyor yoksa yanlış kişilerin gözünde mi değer kazanmaya çalışıyorsun?
Sayfa 170 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Kişilik, bilgisayar biliminden ödünç aldığım bir metaforla yazılım (software) gibidir. Deneyim yoluyla yüklendiğimiz baş etme mekanizmaları ve savunmalardan oluşur. Ama bir de donanım (hardware) vardır ki; beden, mizaç, zekâ, sezgi/algı kapasitesi, duyarlılık, yeni deneyimlere/öğrenmelere açıklık, espri anlayışı, kavrayış gücü gibi unsurlardan oluşur. Bunlar ağırlıklı olarak doğuştan gelen özelliklerimizdir ve her kişilik yapısında bireye çekici gelebilirler. Dolayısıyla bazen donanıma çekim duyar ya da âşık olabiliriz; romansı, tutkuyu, fanteziyi donanım ile yaşayabiliriz. Ama ilişkiyi hemen her zaman yazılım ile sürdürürüz. Yani bizi ötekine bağlayıcı unsur onun doğuştan gelen çekici özellikleri olabilir ama ilişkiyi yürütücü unsur kişiliktir ve kişilik sorunluysa ilişki de sorunludur.
Sayfa 154 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Seni bataklığının içine çekebiliyorsa, sana kendini (onun hissettiği gibi) kaygılı, öfkeli, güvensiz, yetersiz, değersiz, aciz hissettirebiliyorsa, seni agresyonuyla, pasif agresyonuyla, varlığını ya da yokluğunu dayatarak "delirtebiliyor" ya da sindirebiliyorsa; muktedir, dolayısıyla tekrar güvende hisseder. Senin ona teslim olma ya da kendini kaybetme anın, onun ilişki denkleminde "üste" çıktığı andır. O vakit genellikle tutumu değişir. Sakinleşir, durulur, neredeyse "huzur" denebilecek bir dinginliğe kavuşur. Artık dizginleri ele almış, kısa süreli de olsa rahatlamıştır.
Sayfa 151Kitabı okudu
İlişkinin ilerleyen aşamalarında narsist birey, senin karşılayamadığını iddia ettiği yüksek beklentileriyle, aşağılayan sözleri, tavırları, bakışları, yok sayışlarıyla değersiz ve yetersiz hissettirir. Bir yakın bir uzak, bir var bir yok oluşlarıyla, bir tutup bir bırakmalarıyla temel güvenlik duygunu sarsar. Yalanlarıyla, tutarsızlığıyla, verdiği sözleri tutmayışıyla, amiyane tabirle "gösterip vermeyişleriyle" engellenmişlik, tıkanmışlık, aptal yerine konmuşluk algısı yaratır. Gerçeği çarpıtarak, seni gerçekten şüpheye düşürür. Kendini bilmeyişiyle, "şimdi ve burada" olamayışıyla, kapalı sistem ruhsallığıyla yani etkileşime kapalı oluşuyla son derece yalnız hissettirir. Ne yaparsan yap ona etki edemediğin için çaresizlik duygusuna sürükler. Narsiste varamamanın, onda varlığına bir karşılık bulamamanın, hayatını onunla geçirip buna rağmen karşılıklı duygu, ilgi, emek alıverişine geçememenin yarattığı yoğun hayal kırıklığı, öfke ve gerilim ruh sağlığını ileri düzeyde bozabilir.
Sayfa 149 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Katı ve hiyerarşik toplumların en büyük sorunlarından biri, gençler üzerinde kurulan baskıdır. Kendi seçimlerini ve hatalarını yapamayan, düşe kalka kendi bireyselliklerine varamayan ergenler olgunlaşamaz ve fakat takvim yaşları büyüdükçe olgun taklidi yaparlar.
Sayfa 119 - Destek YayınlarıKitabı okudu
…çocuksu tümgüçlülük yanılsamasına tutunmanın toplumsal kabul görmüş halidir erkeklik.
Sayfa 118Kitabı okudu
1.730 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.