Maddesel bir varlığımız yoktu; hiçbirmiz yokuz, hepimiz aslında sadece dünyada dolaşan, burada bir ağırlığımız ve yerimiz olduğuna inanmaya çalışan hayaletleriz.
"Ölüyorum," diye bağırdım.
"Boş ver de zıbar," oldu yanıt.
"Ama ben ölüyorum," diye üsteledim.
"O zaman niye dert ediyorsun ki?" dedi ses. "Çarçabuk ölmüş ve kurtulmuş olacaksın. Git geber, ama öyle gürültü yapmadan. Güzellik uykumu bölüyorsun."