Ben bu satırları yalnızca kendi memnuniyetim için yazıyorum ve yazacaklarım kendime bile doğru düzgün açıklayamadığım şeyleri başkalarına anlaşılır kılmak amacını kesinlikle taşımıyorlar.
Cem’in Mahmut ustayı kuyuda tek başına bırakıp Ölüp ölmediğinden emin olmadan kendini düşünerek Babası yerine koyduğu ustasını ölüme terk etmesi,
Bencil davranması ve tüm ömrü boyunca onun yaşayıp yaşamadığının ihtimalleri ile kafasını kurcaladığı ve haberi olmadan yıllar sonra ortaya çıkan oğlu Enver tarafından gözünden vurularak kuyuya atılmasını anlatmaktadır. Doğu ve batının efsaneleşmiş hikayeleri ile süslenmiş, iki efsaneyi birleştirip yeni bir efsane yaratılmasını konu edinmektedir. Hayatını efsanelere adayan insanların sonunda o efsaneleri yaşaması kitabın vazgeçilmez sonunu oluşturmuştur. Kırmızı saçlı kadının Henüz 17 yaşında olan Cem’in tüm hayatını etkilemesi, ondan habersiz bir çocuk doğurması ve bu çocuğun hayatını da etkilemesi kitaptaki ana karakterlerin sonunu getirmiştir. Hayatındaki mutsuzlukları isteyerek ya da istemeyerek başkalarına da bulaştıran kırmızı saçlı kadının hikayesidir bu kitap. Tipik Orhan pamuk kitaplarından ayrılan yanı sonunu tahmin edebildiğim bir kitap olmasıdır. Yine de dili akıcı ve bir solukta okumalık bir kitaptı. Yazarın kitabı yazarken başka efsanelerden ya da geçmişte yaşanan olaylardan etkilenmesi, Bu konuları araştırıp kitaplarına da eklemesi ve size bu konularda bilgi vermesini her zaman keyifli bulmuşumdur.