" Dört kelebek bir gün bir ateşle karşılaşmışlar. Ateşin ne olduğunu öğrenmek istemişler tabi . İlk kelebek ateşe biraz yaklaşmış ve aydınlık verdiğini fark etmiş . Arkadaşlarının yanına gelip ,
- ' Ateş aydınlatıcı bir şey ' demiş ...
İkinci kelebek bu bilgiyle yetinmeyerek daha fazlasını öğrenmek istemiş ve biraz daha yaklaşmış ateşe , böylece ısındığını hissetmiş . Sonra dönüp ,
- ' Ateş aynı zamanda ısıtıcı da bir şey ' demiş arkadaşlarına . Üçüncü kelebek de fazlasını öğrenmek isteyip biraz daha yaklaşmış ateşe ve kanatlarının yandığını hissetmiş . Dönüp ,
- ' Ateş aynı zamanda yakıcı da bir şey ' demiş . Sonuncu kelebek de daha fazlasını öğrenmek istemiş ve biraz daha yaklaşmış ateşe . Önce aydınlığı görmüş , sonra ısındığını hissetmiş , sonra yanmaya başlamış ve biraz daha yaklaşınca yok oluvermiş . Ateşin aslında ne olduğunu sadece o kelebek öğrenmiş ama dönüp anlatamamış . Ateşi ancak içinde kaybolan bilir . Tıpkı aşk gibi ...
O yüzden gerçek aşkı tadanlar anlatamamışlar . "
Kimi meyvelerin dışı çok serttir mesela hindistancevizi . Çok zor kırılan bir kabuğu vardır ama içi yumuşak ve tatlıdır .
İçerideki lezzete ulaşabilmek için dışındaki sert kabuğu aşmak gerekir .