Romanda insan ile doğa iç içe yaşar. Doğa çoğu romanda olduğu gibi sadece bir dekor değildir Wuthering heights 'da. Üstelik Viktorya çağının diğer romanlarında görülen huzur veren yemyeşil Doğa da değildir. Aksine yıkıcı güçlerin egemen olduğu tehlikeli bir doğadır. Romandaki protagonist de Heathcliff ismi bir insandan çok bir doğayı andırır. Heathcliff ve Catherine'nin birbirlerine olan tutkuları gibi. Ayrıca Emily Bronte'nin sahip olduğu mistik şair duygularıyla doğaya yönelir her zaman bu yüzden Bronte ölünce de Tanrı ile değil, doğayla birleşmek ister.
"Nasıl sarsıldın? Ellerindeki meşaleyi kim vurup düşürdü?"
"Bilmiyorum. Mutlu olmamız için gerekli her şeye sahibiz, ama mutlu değiliz. Bir şey eksik."
Herkes hür ve eşit doğmaz ama herkes eşit hale getirilir. Her insan diğer herkesin suretidir; o zaman herkes mutlu olur çünkü sinmelerine yol açacak, kendilerini kıyaslayacakları dağlar yoktur.