"Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen hayatın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. Çünkü ruhlar yarındadır, siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları kendiniz gibi olmaya zorlamayın."
Öyle bir günden korkun ki, o gün kimse başkası için bir şey ödeyemez; hiç kimseden şefaat kabul olunmaz, hiçbir kimsenin yerine başkası kabul edilmez; onlara asla yardım da yapılmaz.
Bakara/ 48
"Yok olmak istemiyorum, hayat hem vahşi hem de tatlı. Bense onu henüz tanımıyorum bile. O bir nağme, bir çığlık, uzak ormanların bilinmeyen ufuklarından bilinmeyen gecelere bir sesleniş; yok olmak istemiyorum."
"Burada ağaçlar başka türlü mü büyüyor? Başka türlü mü kokuyor rüzgâr? Yıldızlar yine aynı değil mi? İnsanlar başka türlü mü ölüyorlar?"
Kern, "Hayır," dedi. "Başka değil, ama ben kendimi başka türlü hissediyorum."
İlim ilim bilmektir,
İlim kendini bilmektir,
Sen kendini bilmezsin;
Ya nice okumaktır.
İlim bilmeden murad,
Kişi hakkı bilmektir.
Çün okuyup bilmezsen,
Bu bir kuru emektir.
Öğrencilerinizde ne anlatacağınız konuların ne de vereceğiniz yaşam derslerinin izi kalacak, söyledikleriniz değil hissettirdiğiniz duygu kalıcı olacak.
Sizi davranışlarıyla zorlayacak öğrencileriniz olacaktır. Unutmayın; her olumsuz davranışın altında olumsuz bir duygu ve "beni gör" isteği vardır. Bu öğrencilerinizi sınıftan çıkarmayın, sadece teneffüslerde zaman ayırın ve onları dinleyin.