Gerçekten sevdiğim pek az insan var; hele saygı duyduğum daha da az insan var.
Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor...
"... Yüzyıldır hiç konuşmadım, hep bekledim, karanlıkta bekledim, yalnızlıkta bekledim, yalnızlığımda bekledim. Kitaplar okudum, filmler seyrettim, düşünceler geliştirdim. Hayatıma değin sahneler yazdım, sahneler tasarladım, bunları canlandırmak istedim, ümit ettim, düş kurdum, gelecek biriktirdim. Erteledim, erteledim. Yüzyıldır hiç konuşmadım, hiç konuşamadım.Hiç kimseyle konuşamadım. KİMSE. KİMSE. KİMSE.Kim, kimin kimsesi olabiliyor ki sevgili prensim?
Herkes önünde sonunda kendi kendinin kimsesi oluyor.Hiç kimse yoktu ki zaten, nasıl olabilirdi hem? Bütün çevremi uykunun kundağı sarmışken, sarmalamışken?
Düşlerimin sessizliğinde yaşadım. Düşlerimin sessizliğini, sesizliğin karabasanını, nasıl anlatabilirdim size?
Yaşanması gerektiği için yaşanmış,
Daha fazla yaşanması
Doğru olmadığı için bitmiştir...
Artık düşünme, Üstünde durma.
Hayatında olması gerekenler yanındadır.
Olmaması gerekenler uzağında.
Hepsi bu kadar...