Ömer Hayyam ' ı da Divan sairlerimiz gibi halkın bilmediği dili kullandığını düşünmüştüm okumadan önce. Uzun zamandır kitapligimda olup dili yüzünden okumayı ertelediğim kitaplardandi. Oysa ki ne derin anlamları olan sade anlaşılır dörtlüklermiş. Tabi çevirmenin de etkisi büyük. Hasan Ali Yücel klasiklerini bu konuda tek geçiyorum
Ömer Hayyam Doğulu bit düşünce adamı olmasına rağmen doğu da değil batıda değer bulmuş bir kişilik. Din adamı diyen var , filozof diyen var , keyif adamı diyen var. Var da var... Bence nadir bulunan hazerfan kişiliklerden. Değeri ölümünden sonra anlasilmis çoğu önemli şahsiyetlerde olduğu gibi kendi eliyle yazdığı hiçbir yazısı yok, dörtlükleri ölümünden sonra şurada burada birer ikişer yazılıp toplu halde kitap haline getirilmiş.
Bazı şairler çekinip söylemediklerini, Ömer Hayyam' a söyletmiş, onun ağzıyla kendi içlerini dökmüşler bir nebze...
Ömer Hayyam'in görüşleri içinde yaşadığı doğu kültüründe değil batı kültüründe nefes alabilmiş. Şiirlerinde aşk, şarap, dünya, insan, Tanrı, Tanri'ya sitem gibi duygular baskın... haliyle doğu kültüründe yer edinememiş. Hayyam batıda bir devrimci olarak yorumlanmış. Hayyam'in düşündükleri kültürümüz gereği çoğu kişiye uymasada ( bence çoğu yerde uyuyorda) ön yargı ile yaklasmazsak derin anlamlar bulabileceksiniz dörtlüklerinde.
Keşke herkes düşündüğünü Ömer Hayyam gibi rahatça söyleyebilse...
Sevdiğim bir dörtlükle incelememi tamamlamak istiyorum:
Bu varlık denizi nerden gelmiş bilen yok,
Öyle bir inci ki bu büyük sır delen yok,
Herkes aklına eseni söylemiş durmuş,
İşin kaynağına giden yolu bulan yok.