Feyza

Bakıyorum da insanların güvenini kazanmak için onların muhabbet duyduklarını sever görünmek, sözlerini doğru bulmak, kusurlarını dahi göklere çıkarmak ve her yaptıklarını alkışlamak lazımdır. Yaranmak için ileri gitmekten hiç korkmamak icap ediyor. İsterse riyakârlığım apaçık ortada olsun. Dalkavuklukla sınandılar mı, en kurnaz zekâlar dahi kanıvermeye mahkümdur. Biraz övgüyle allanıp pullandllar mı, en densiz, en gülünç sözler dahi yutuluverir kolayca. Samimiyet yaptığım işte pek gösteremese de yüzünü, insanlara muhtaçken onlara ayak uydurmak lazım. Hele onları ancak bu yolla elde edebileceğimizin farkındaysak... Bunun kabahatini dalkavukluk edenden ziyade dalkavukluğa imkân verenlerde aramak gerekir.
Reklam
Korku son derecede bulaşıcıdır: Çocuklar onu, gösterdiklerinden haberdar olmasalar bile büyüklerden alırlar. Anne ve dadılardaki korkaklık telkin yoluyla çocuklar tarafından taklit edilir. Şimdiye kadar erkekler kadınların mantıklı olmayan korkularla dolu olmasından hoşlandılar, çünkü bu erkeklere, gerçek bir tehlikeye düşmeksizin koruyucu görünmek fırsatını veriyordu ama bu erkeklerin çocukları annelerini taklit ederek birer korkak oldular, eğer babaları annelerini hor görmek istemeseydi, hiçbir zaman kaybetmeyecekleri cesareti sonradan yeniden kazanmaya çalışmak zorunda kalmayacaklardı. Kadımn aşağı bir varlık sayılması hesapsız zararlara neden olmuştur.
İnsan yahut hayvan hepsi aynı diye düşündüm, sadece yöntemler farklı. Bir kuzuyu öldürmek, onu annesinden ayırmak, gözünün önündeki bir düşmanı öldürmekten daha zor. Yaşayan bir ıstakozu, kaynar suya atmak, karşıdan karşıya geçen yaşlı bir adama kazayla çarpmaktan daha kötü. Değil mi?
Sayfa 127Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizin değildirler, Onlar kendini özleyen Hayat’ın oğulları ve kızlarıdır. Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir, ama sizden değildirler. Sizlerin yanındadırlar, ama sizlerin malı değildirler. Onlara sevginizi verebilirsiniz, ama düşüncelerinizi asla. Çünkü onların kendi düşünceleri vardır. Onlarin vücutlarını çalabilirsiniz, ama canlarını asla. Çünkü onların canları geleceğin sarayında oturur ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz. Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz, ama onları kendinize benzetmeye kalkışmayın hiç. Çünkü Hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir. Sizler, evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız. Yayı geren, sonsuza açılan yolda kendine hedef edinmiştir ve oklarını en uzağa eriştirebilmek için kendi gücüyle sizleri gerer. Yayı gerenin elinde seve seve bükülün. Çünkü oku atan o güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar elindeki sağlam yayı da sever.
Halil CibranKitabı okudu
Kuss bin Sâide’nin Hutbesi “Ey İnsanlar; geliniz; dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız. Yaşayan ölür, ölen fenâ bulur, olacak olur, yağmur yağar, otlar biter, çocuklar doğar, annelerinin babalarının yerini tutar. Sonra hepsi mahvolup gider. Vukûâtın ardı arkası kesilmez. Hemen birbirini takip eder. Kulak tutunuz, dikkat ediniz, gökte haber var.
Reklam
Reklam
380 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.