Mehmet karataş

415 syf.
10/10 puan verdi
·
231 günde okudu
Kahramanımız mümtaz ismiyle müsemma bir şahsiyetir. Balkan faciasında ailesini yitirmiş, sonrasında İstanbul'da amca evinde osmani terbiye ile yetişmiştir. Dönem olarak ikinci dünya Savaşı'nın eşiği cumhuriyetin ilk çeyreğidir. Dönemin insanın sıkışmışlığı Mümtaz'ında üzerine çökmüştür. Artık ne Osmanlı'nın eski ananeleri kalmış ne de devrin getirdiği garplı nizama tam anlamıyla intibak edememiştir. Sadece mümtaz için geçerli bir durum değildir bütün muhiti aynı vaziyeti yaşamaktadır. Tüm bu karmaşanın ortasında med cezir halinde olan ruhunu sakin, dingin bir limana çevirmek ister. Ruhunu teskin edecek herşeyin içinde bir arayışa girer. Edebiyat, felsefe, mûsikî bu arayışın içindedir hep, kökleri doğuya istikâmeti batıya bakar. Onu bu yola sokan kuzeni ihsan'dır. Bu yolda maşuku Nuran ile yolları kesişecektir. Nuran ve ailesi ile içtimai olarak benzerlik taşırlar, hatta ortak ahbapları bile vardır. Aradığı şeyi Nuran'nın sevgisinde bulur ve benimser. Ama Nuran'ı Mümtaz'dan önceki hayatı rahat bırakmaz ve birleşmeleri mümkün olmaz. Mümtaz bıraktığı berzaha yeniden düşer artık çıkmasıda kâbil değildir. Düştüğü bu yerde hayat ile ruhu sürekli çarpışır. Kuzeni İhsan'nın ölümüyle son bulur. Tanpınar'ın baş yapıt denilecek bir eseridir. Gerçek bir entellektüel olduğunu ortaya koyar. Karakterlerin bir yüzü batılı aydın diğer yüzü doğulu derviş profili çizer ve bunu bunu tek tek özgünlük ile şahıslarda harmanlar. Felsefeye, tasavvufa, edebiyata ve mûsikîye olan birikimi takdire şayandır. Mutlaka okunması gereken eserlerden biri. İyi okumalar...
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,6bin okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
·
62 günde okudu
Nietzsche'nin kendinden önce gelen ve gününe ulaşan tüm felsefik, ideolojik ve dini değer yargılarına protest bir manifestosudur. Kabul görmüş, kalıplaşmış ve kanıksanmış olan yargılar ona göre bir aldatmacadır. Onlar insanın kendi kurguladığı putlardan başka bir şey değildir. Bu putların çoğunun içi boştur; çünkü bunlar insanın özünde yoktur ve sonradan oluşturulmuş yapay yanılsamadır. Kendi tabiriyle önce putları yoklayacak sonrada çekiçle sorular sorup içi boş sesi dinleyecektir. Böylece yeni, eski bütün putlara savaş ilan edecektir. Felsefenin ilk çıkış noktası Antik Yunandan Sokrates ile başlayacak kendine kadar olan filozofları ve kuramlarını katı bir şekilde eleştirecetir, çok az kimseyi ve kuramı tasvip edecektir. Genel olarak ahlakın insanı terbiye adı altında kısıtladığı, cezalandırmak üzere oluşmuş bir yapı olduğunu öne sürer. Özellikle Hıristiyanlığın insandaki tutkulara ve yaşama düşman olduğunu belirtir. Ona göre "Tanrının krallığının başladığı yerde, yaşam sona erer". Kilisenin pratiğinin insan olmaya izin vermediğini savunur. Ahlak, güzellik, inanç, eğitim, sanat ve sanatçı, modernite üzerine diğer filozoflardan alıntı yaparak cevaplar vermiş. Alman ve Avrupa toplumlarına dair kendi gözlemini sunmuş. Yeni başlayanlar için biraz ağır gelebilir, felsefeye meraklı olanlar için zevkle okunacak bir eser. Nietzsche'nin çok manidar ve yerinde tespitleri var ve bu onun dehasını ortaya koyuyor. İçindeki aforizmalar ve tabirleri çok etkileyici. İyi okumalar...
Putların Alacakaranlığı
Putların AlacakaranlığıFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,2bin okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Ali Suavi İnkılâpçılık davasına omuz veren ve bu yükün altına bedel olarak başını koyan kişidir. Tanzimattan beridir inkılâp isteyenler vali, mutasarrıf,paşa, vezir, sefir gibi makam, mansıp sahibi Osmanlı ricalidir. Onlardan daha ilerici, daha yapıcı ve onlardan daha gür seda ile haykıran ilk sivil sesin yegane sahibidir. Halk içinden gelmiş,
Ali Suavi
Ali SuaviFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayıncılık · 2018139 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
248 syf.
6/10 puan verdi
Türk inkılabına ilham veren ve Türk aydınlanmasının ilk meşalelerinden birisi olan ender şahsiyetlerden birisidir Ali Suavi. Çok fazla tenkide maruz kalmış, kimine göre kahraman, kimine göre hain, kimine göre serseri, kimine göre allame, kimine göre inkılab şehididir. Herkes kendi cihetinden tefsir etmiştir adeta. Mithat Cemal Kuntay'da bunlardan birisidir. Ali Suavi husûle getiren fikri aksiyonundan ziyade şahsi sergüzeştini ele almıştır. Yaşadığı zamandaki ilmi ve içtimai yapıyı, siyasi iklimi, nereden gelip nerelere uzandığını ele almıştır. Başladığı mücadele onu çok farklı yerlere sürüklemiştir. Muallimlik, muharrirlik(gazetecilik), saray müşavirliği, mekteb-i sultani (Galatasaray) müdürlüğü yapacak; azil, sürgün, takibat hepsini yaşayacaktır. Sarıklı olup softa olmayıp gayet aydın ve reformcu olması ona çok farklı bir şöhret kazandıracaktır. Kendisi gibi inkılab mücadelesine giren Namık kemal ve Ziyâ paşa münevver zatlar ile yolu kesişecek bir dönem Yeni Osmanlılar cemiyetinde birlikte hareket edeceklerdir. Fikri ayrılıklar yaşanır ve hasmane tavır alırlar bir birine karşı. Çırağan vakası ile hayatı son bulur. Mithat Cemal Kuntay Ali Suavi'yi hayatından, yazılarından ve şahitlerinden aldıkları ile bir portresini çizmiştir. Anlatımı güzel okunmaya değer bir biyografik eser. Tavsiye ederim. İyi okumalar
Ali Suavi
Ali SuaviMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayınları · 201418 okunma
365 syf.
8/10 puan verdi
·
67 günde okudu
Türk siyasi tarihinde devlet yönetiminde söz sahibi olmuş; dönemine ve tarihe damga vurmuş çok başarılı idarecilerden birisidir. Türk tarihinde Bilge Tonuyuk, Çandarlı ailesi, Sokollu Mehmed ve Köprülü ailesi gibi emsal olmuş nadir örnekleri vardır. Türkistan'dan Anadolu'ya, Hazar Denizi'den Umman sahillerine, Karadeniz'den
Siyasetname
SiyasetnameNizamülmülk · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20233,599 okunma
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam