Ben en çok kendimi sevmeyi öğrendim çünkü kendini sevmeyen kimseyi sevemez. Kuş gibiyimdir hiç bir kalıba koyamazsınız beni uçar giderim. Sonsuzluğa inanırım, sonsuz sevgi, sonsuz merhamet, sonsuz aşk.. Çok gülerim çok konuşurum kimseden çekinmem. Çok kolay kestirip atabiliyorum çok kolay unutabiliyorum. Bugün burdayım yarın ruhum nerde Olursa artık bedenim orda olur... Çokça sevin çokça yaşayın. Hayat üçün beşin hesabını yapmak için çok kısa.
Acıyan ruh olunca, çaresi nedir bilinmez. Siyah deyip geçtik, bilmiyorduk beyaz en iyi siyahta belli eder kendini. Acı çektikçe güçlenirmiş insan, külliyen yalan. Acı çektikçe acıya alışır, güç bunun neresinde. Alışmak güçlü olmak demekse.. Hadi oradan. Sen hiç acı çekerken güçlü durabildin mi? Başkasına güçlü görünmekten bahsetmiyorum, kendine güçlü olduğunu gösterebildin mi? Onca dayanılmaz yaraya rağmen, kendine ben çok ıyiyim diyebildin mi? Bir anda üstüne dünyanın sorumluluğu indiğinde, bunun üstesinden gelmek için, kendi kendine güldün mü? Konuştun mu? Acı çekmek güçlendirirmişmiş...! Acı çekmek inceden inceye karartır hayatını. Pollayanna değilsin. Bazı gerçekler pollyannacılık oynayamayacak kadar acıdır. Çaresizdir, karanlıktır, korkutucudur.. Bazı gerçekler inkâr edilemeyecek kadar güçlü ve acıdır.. Ama ?
Belki ?
Keşke ?
Neden ?
Bunlarla kaybettiğin vakit bir hiç...!
Bir insan ne kadar ömür sürer belli değil. Ama nasıl bir insan olarak yaşayacağını kendi belirler. Her ne kadar onu olumsuz etkileyecek bir çevresi olsa dahi özünde ki o insani ve ahlaki duyguları koruyabilir. Hani diyorlar ya beni çevrem bu hale getirdi, öyle değil ama içinde de o ahlaki değer yargılarına ters olan bir duygun varmış ki kötü diye adlandırdığımız o çevreye uymuşsun. Kendilerini haklı çıkarmak için çevreyi kılıf olarak kullanırlar.