"Sen bir erkeksin, diğer bütün erkekler gibisin... Bir kadını tutkuyla sevmenin ve ona tutkuyla sarılmanın ne demek olduğunu asla ayırt edemeyeceksin. Parayla satın alınmış bir bedenle, sana bütün ömrünü feda eden beden arasındaki ayrımı hiçbir zaman yapamayacaksın. Sen bundan acizsin. Çünkü ne olursa olsun, sadece oyun istersin. Sen de diğer erkekler gibi oyunları seversin. Üstelik basit, hiçbir ağırlığı olmayan ve zekâ gerektirmeyen ucuz oyunları… Senin amacın kendini israf etmek… Kendine, çevrene, yaşadığın hayata, aşkına her şeye aynı müsriflikle davranıyorsun. Bence israf etmek, seni en iyi tanımlayan kelime… Ucuz bir yemek, kötü bir film gibisin.
En acısı da ne biliyor musun? Mutsuz öleceksin. Mutluluğu öğrenmeden. Bir kadını gözlerinin içine bakarak sevemeden, onun gözlerinde gerçek aşkı göremeden öleceksin..."