Meryem

Meryem
@Mor_Karga
Sınırları kaldırınca tüm kuşlar uçar. Kuşları özgür bırakın.
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Weena'ya sonsuz çiçekler ve gülüşler
Büyük merakla başladığım bir kitap oldu Zaman Makinesi. Beklediğim robotların olduğu, havada uçan insanların olduğu ve teknolojinin hat safhada olduğu gelecek yerine hiç ummadığım bir gelecek okudum. Gerçekten böyle bir gelecek beklemiyordum. Dünyanın yavaş yavaş öldüğünü okumak biraz beni buruklaştırdı diyebilirim. Zaman gezgininin yaptığı seyahati anlattığı bölüm o kadar güzel ve içtendi ki anlatması bitmesin, daha fazla olaylar yaşasın diye okurken içimden dualar ediyordum. Zaman gezginin anlattığı gelecekte kendimi o kadar orada hissettim ki sanki ben oradaymışım ve her şeyi ben yaşamışım. Belki kitabı daha yeni bitirmem bu düşüncelerimi abartmama sebep olabilir. Ama bir yanım aslında ben de oradaymışım diyor. Daha önceleri Jack London'ın Yıldız Gezgini kitabını okumuştum. Astral seyahatten bahsedilmişti. Şimdi düşünüyorum da acaba okurken astral seyahat mı yaptım da bu kadar gerçekçi duygular hissediyorum. Şimdi bunu okuyanlar tıpkı zaman gezginine inanmayan arkadaşları gibi bana da inanmayacaktır. Belki de bilim üzerine eğitim aldığım için her şeyi bu kadar özümsüyorum. Her şeyin bir kopyası, bir başka benzeri vardır diye düşünüyorum. Belki de şu an zaman gezgini yanımda beni izliyordur. En üzüldüğüm sahne ise Weena'nın hazin sonu oldu. Zaman gezgininin cebinden çıkan o tatlı çiçekler içimde tarifi zor bir burukluk bıraktı. Yazdıklarımın karmakarışık olduğunun farkındayım. Düzeltmek de gelmiyor içimden. Böyle kalsın istiyorum. Sevgiler.
Zaman Makinesi
Zaman MakinesiH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202429,2bin okunma
Reklam
311 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Su gibi akıp gitti tabiri vardır ya bu sözü Kurulmamış Hayaller için söyleyebilirim. Gerçek bir hayat hikâyesi olduğu için daha bir merakla okudum. Yoksulluk, garibanlık, umutsuzluk, çaresizlik içinizde ne kadar hüzün kokan tabir varsa bu kitapta bulabilirsiniz. Bir insan hem yabancı memlekette hem de kendi memleketinde, kendini gariban ve yalnız hisseder mi? Şükrü ve Godo İsmail hissettiler. 4 Türk arkadaşın memleketlerinden çıkıp Amerika'ya olan trajikomik yolculuğun gariban ve komik hikâyesini sanki onlar anlatıyormuş gibi okuyorsunuz. Onlar nereye gidiyorsa siz de gidiyor, ne yapıyorlarsa siz de yapıyor gibi oluyorsunuz. Velhasıl kelam Güllü Ninenin bu özel hikâyesini her daim aklımın bir köşesinde bulunduracağım.
Kurulmamış Hayaller
Kurulmamış HayallerBilal Civelek · Yediveren Yayınları · 2022190 okunma
517 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Mutlak sonumun Martin Eden gibi olacağını düşünüyorum artık. Düşüncelerimiz ne kadar da benziyor dedim kitabın her sayfasını çevirdikçe. Kendi çevreme ve o çevredeki insanların görüşlerine tıpkı Martin gibi ben de ayak uydurmak istiyordum ta ki bir şeylerin farkına varana dek. O bedenini öldürerek ruhunu kurtardı, ben ruhumu gezginci yaparak kurtarıyorum. Martin yüksek ve güzel gördüğü burjuva zümresine o kadar hayrandı ki onlara benzemek için normal bir insanın katlanamayacağı durumlara soktu kendini. Bir insanın 24 saatlik zaman diliminin sadece 4 saatini uykusuna ayırması nasıl bir azim ve hırstır? Nasreddin Hoca'nın bir sözünü Martin'in durumuna uyarlamak istersek ye kürküm ye diyebiliriz. İşte Martin de bu sözün farkında olup kendini onlara denk getirmeye çalıştı. Fakat Martin her şeye kavuştuktan sonra bir şeylerin yanlış olduğunu, ruhunun yorulduğunu, aslında hayran olduğu burjuva zümresinin nasıl yozlaşmış olduğunu ve artık hiçbir emelinin kalmadığını anladı. Simyacı kitabının karakteri olan Billuriyecinin bir sözü ile Martin Eden'in sonunu bitirmek istiyorum: "Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum, çünkü o zaman gerçekleştirmek için bir sebebim olmayacak."
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
384 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ali Cabbar'ın Amerikan versiyonu Merne
Kitabın kapağı ve ismi her ne kadar okuru kitaptan soğutsa da aslında kitabın biyografik olduğunu ve hiç de yargılandığı gibi aptal bir aşk kitabı olmadığını okuduğunuzda anlıyorsunuz. Theodosia Burr baş kahramanımız. Babası Aaron Burr'un her istediğini yapan, babasının sözünü hayat felsefesi gören ve sadece babasından gelen her şeye inanan bir genç kız Theodosia. Onun hırsları, hayalleri yüzünden Theodosia hayatından, kendinden ve sevdiklerinden çok tavizler verdi. Sırf babası mutlu olsun, babasının gözünde hep akıllı ve uslu bir kız olmak için. Ufak bir araştırma ile karakterlerin resimlerine baktıkça Theodosia'nın hem mutsuz hem umutlu halini, Aaron'un hiç vazgeçmediği hırsını, Merne'nin hüzünlü ve bilge halini, Joseph'in hastalıklı düşüncelerini yüzlerinde berrak bir şekilde görüyorum. Kitap her ne kadar dram ve buhranlı geçse de benim en çok sevdiğim bölüm Kızılderili Wabasha'nın olduğu sahnelerdi. Nedense tek o samimi geldi bana. Onun doğayla olan arkadaşlığının hediyesi olan o bilge aklından faydalanmak isterdim doğrusu. Velhasıl kelam biyografik romanlar okumayı seviyorsanız ve Amerikan tarihine ilgiliyseniz bir okuyun derim.
Hazin Bir Aşk
Hazin Bir AşkAnya Seton · Etna Kitap · 201053 okunma
172 syf.
10/10 puan verdi
Okumaya metrodayken başlamıştım. İlk sayfalarında durup ben ne okuyorum demiştim. Okuyanlar bilir Alex ve arkadaşlarının olağanüstü kötülüklerini anlatarak başlamış kitap. Hani biz insanların bir düşüncesi vardır, kötülük yapan insanların hemen bir psikolog edasıyla geçmişinde acaba ne yaşadı da böyle kötü birisi oldu diye tespit yaparız. Ben de güya bu düşünce ile Alex'in geçmişine dönüp yaşadığı zorlukları ve acıları okuyacağımı bekledim. Ama hayır, kitap Alex'in ailesinin ne kadar iyi ve anlayışlı olduğunu, hiçbir zorluk çekmediğini, çevresinin de iyi olduğunu anlattıkça şaştım kaldım. Meğer Alex kötü bir insanmış. Peki Alex'in yaptığı tüm kötülükler onun yanında mı kalacak? Alex aslında özünde mi kötü, asla iyileştirilemez mi? Peki bir insanı, kötü bir şey yapmaya kalkışırken acı çekmesini sağlayacak bir deneyle kötü insandan iyi insana dönüştürürsek o insanın iradesinin alınmasına ve robotlaşmasına sebep olunmaz mı? Yazar da bu sorulara değinmiş. Kötü bir insan iyileştirilebilir mi? Herkesin özü iyi mi?
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993bin okunma
Reklam